Sırtımda incir kesiği hissizlik Gökyüzü sanrısında bir acı içiyorum Yağmur damlaları değil Zihnimde kuş yuvaları Ağaçlardan düşen yavru serçeleri seçiyorum
Devşirme bir değirmen zaman Durmadan dönüyor Akıntıya karşı koyan bulanık zikrimle Nehrin karşısına geçiyorum Bütün yusufçuklar ağaçlarda yaprak gibi asılı Gün batımlarında kristalleşmiş kanatları Yıldız misali ağlıyor renkler boşlukta Gecenin gökkuşağı cenazesi E-babil kulelerinden asma bahçelerine düşüyorum Zihnimde kuş yuvaları Üşüyorum
Cenin tarlalarına yükseliyor güneş Ayçiçekleri şafağa ibadette yarışıyor tebessümle Yaşamın en başından koparılan suçluluk işliyor sanatını ruhuma Galiba insana dönüşüyorum
Hah
Omzumdan silkeliyor paslı zincirleri cellat Kollarım dostlarıma mahkûm, ayaklarım dostlarıma muhtaç Sağım soluma zalim, solum sağıma çok aç Gözkapaklarım titriyor Kirpiklerim hiç değişmemiş doğumumdan bu yana Ruhumda mor arınma ayetleri Gözyaşlarımla düşen cennetleri seçiyorum
Dervişlerin içtiği suda bekliyor çöl kuyuları Karanlıklar geçiyor karanlıkları Tabanı delik ibriğe boş bakan ilimle seyrediyor Ah içim, ah aydınlıklar Susadığım kapıdan geçiyorum
Habil kayıp Kıble sanki yüz çevirmiş, küsmüş ruhuma Kâbil’e dönüşüyorum Varlığım fişlenmiş, yokluğum da afişe edilmiş Yüzümde babamın hiçliği, annemin avuçları soğuk Zihnimde kuş yuvaları Hayata düşen ölü bir serçeyim Tanrının nazarında Üşüyorum
Huh
Bu topraksız koku benim Kemik seslerim seyyah şıpır şıpır hayata akan sonsuz şelalenin Her bakla âlim misali sırtımda zalim Vazifem makamsız acı şerbeti devri alemde Dönüp ölüyor, dirilip yağmura gömülüyorum
Hah
Arayışlar uçsuz bucaksız Yorgunluk fani Mevsimler soyağacıma düşman Yüzümle yalnız kaldıkça insana dönüşüyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Huh Hah şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Huh Hah şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sırtımda incir kesiği hissizlik Gökyüzü sanrısında bir acı içiyorum Yağmur damlaları değil Zihnimde kuş yuvaları Ağaçlardan düşen yavru serçeleri seçiyorum
Devşirme bir değirmen zaman Durmadan dönüyor Akıntıya karşı koyan bulanık zikrimle Nehrin karşısına geçiyorum Bütün yusufçuklar ağaçlarda yaprak gibi asılı Gün batımlarında kristalleşmiş kanatları Yıldız misali ağlıyor renkler boşlukta Gecenin gökkuşağı cenazesi E-babil kulelerinden asma bahçelerine düşüyorum Zihnimde kuş yuvaları Üşüyorum
Cenin tarlalarına yükseliyor güneş Ayçiçekleri şafağa ibadette yarışıyor tebessümle Yaşamın en başından koparılan suçluluk işliyor sanatını ruhuma Galiba insana dönüşüyorum
Hah
Omzumdan silkeliyor paslı zincirleri cellat Kollarım dostlarıma mahkûm, ayaklarım dostlarıma muhtaç Sağım soluma zalim, solum sağıma çok aç Gözkapaklarım titriyor Kirpiklerim hiç değişmemiş doğumumdan bu yana Ruhumda mor arınma ayetleri Gözyaşlarımla düşen cennetleri seçiyorum
Dervişlerin içtiği suda bekliyor çöl kuyuları Karanlıklar geçiyor karanlıkları Tabanı delik ibriğe boş bakan ilimle seyrediyor Ah içim, ah aydınlıklar Susadığım kapıdan geçiyorum
Habil kayıp Kıble sanki yüz çevirmiş, küsmüş ruhuma Kâbil’e dönüşüyorum Varlığım fişlenmiş, yokluğum da afişe edilmiş Yüzümde babamın hiçliği, annemin avuçları soğuk Zihnimde kuş yuvaları Hayata düşen ölü bir serçeyim Tanrının nazarında Üşüyorum
Huh
Bu topraksız koku benim Kemik seslerim seyyah şıpır şıpır hayata akan sonsuz şelalenin Her bakla âlim misali sırtımda zalim Vazifem makamsız acı şerbeti devri alemde Dönüp ölüyor, dirilip yağmura gömülüyorum
Hah
Arayışlar uçsuz bucaksız Yorgunluk fani Mevsimler soyağacıma düşman Yüzümle yalnız kaldıkça insana dönüşüyorum
. . .
Tolga Baş (Kuzen)
Şaire özgü tarzı değişik özel dizeler okuduk, şiirinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.