YİNE HİCİV YAZDIRDILAR-2
Ne üzümün çöpüyüm ne gül dalında diken
Dostumu özü sözü bir olandan seçerim Kimi ’iftiracı’ der müfterî kendi iken Böyle iki yüzlüye ancak güler geçerim! Kim görmüş birisinin kuyusunu kazdığım Ben kıvırmayı bilmem, açıktır her yazdığım Yazdığım hicivlerin hiç biri değil boşa Lafı düzden söylerim ara yollara sapmam Bilirim bu âlemde gerçekler gitmez hoşa Yorum alayım diye aslâ yağcılık yapmam Kalemime yakışmaz çıkar için esâret Dik durmak yürek ister, doğru yazmak cesâret Kimisi hiciv diye çalı dibini taşlar Muhatabı ya yoktur, ya da değildir belli Kahraman edâsıyla atıp tutmaya başlar Cakasından geçilmez, sorsan fiyaka elli! Meydanı boş görünce hayâli harp açarlar İş ciddîye binince cenk yerinden kaçarlar Soranlar olabilir, "kardeş sen kimsin, nesin?" Bir şiir çırağıyım, yâni sizlerden biri Yazdıklarım yalansa birisi "yalan" desin Arkamdan konuşmasın, bulaştırmasın kiri Yakışmaz er kişiye hançeri sırttan vurmak Adamlık icâbıdır dâima dimdik durmak Kimi var ki yüzyüze iki kelâmdan âciz Kendine sorsan dürüst, gönül adamı lafta Dedikodunu yapar, mesajla eder tâciz Her kim onu överse onunla aynı safta Yüzünü de kızartmaz dediği onca yalan Oynanan oyunları örtemez maske falan. Sözlerim geneledir bir kısmı da bir zâta O kendisini bilir, arada atar çakıl Kendine sorsan yoktur hiç bir işinde hatâ Tavsiyeleri bitmez, kendince verir akıl Kişi kendi sözüne önce kendi uymalı Eğer yapamıyorsa bundan hicap duymalı /Ne kimseyi incitmek, ne küçük görmek kastım Bu şiiri gerçekler bilinsin diye astım./ . |