BAĞDAT YANIYOR
Toplar gümbürdedikçe; bil ki bağrım yanıyor,
Elim, kolum bağlandı; ciğerim de kanıyor, Yemyeşil Fırat’ımdan, kıpkızıl kan akıyor, Bağrımdan kopan Irak, baştan başa yanıyor. Dicle’m de öksüz kaldı, Şaddül Arab ağlıyor, Seksen yıldır ayrıyım, mâzim beni bağlıyor, Musul, Kerkük, Kerbela; Türk bağrımı dağlıyor, Şimdi dizlerin(i) döver; Arab, Türk’ü arıyor. Irak, ırak değildi; sınırda kapı komşum, İhânet etmedin mi, sen bana arkadaşım? Hani; İngiliz dosttu, dinimiz bir kardeşim! Irağın kara bahtı, petrol için yanıyor. Amerikan, İngiliz; gelmiş surları döver, Gökten bomba yağıyor, yeter Allah’ım yeter, İki yaşında bebek, hastanede can çeker, Yine sabah oluyor; Basra, Bağdat yanıyor. Bir anne siper olmuş, yavruların(ı) koruyor, Şarapnel parçaları sanki adres soruyor, Bâbil’in bahçeleri, alevden kavruluyor, Demokrasi adına; Basra, Bağdat yanıyor. Zâlimle elbet Rabbim, bir zâlimi yok eder, O zâlimin sonu da, olacak ondan beter, Çıkmış dünya arzına adaletten bahseder, Döktükçe uçak bomba; Basra, Bağdat yanıyor Doların çizmeleri mâbedimde ne gezer? Tanklar hedef doğrultmuş, din kardeşimi ezer, Akıllı füzeleri hudutlarımda yüzer, Alev topuna döndü; Basra, Bağdat yanıyor. Bütün dünya seyirci, kim ne bekler bilinmez, Arab Arab’a düşman, Mısır’a güvenilmez, Kuveyt kapıyı açmış, Arabistan küs, gelmez, Irak kan gölü oldu; Basra, Bağdat yanıyor. Her yerde kan ve dehşet, al istedin esaret, Bu savaş savaş değil, sokaklar doldu ceset, Senin bu yaptıkların anlamsız bir cesaret, Saddam, işte eserin; Basra, Bağdat yanıyor. İhânet bedelini, hürriyetle ödedin, Belki yıllar geçecek altında çizmelerin, Gülmeyi unutacak, doğacak bebelerin, Yangın sönse de Bağdat, yüreğimde kanıyor. |