VE YAĞMURU ÇOK SEVECEKSİNBir şimşek parıltısı kadar kısa bir parçasındasın Levh-i Mahfuz’a ışık düşen Kalubela’da zamanın, Yaşadıkça hissene düşenin ne olduğunu çözeceksin Memnuniyetsiz davransan da gökkubbenin altında Payına düşenden fazlasını bulamazsın. Deli çağlarını yaşıyorsun şimdi Hayatın azgın dalgalarında teknenin başına geçmiş Dümeni istediğin gibi dönderiyorsun Sarp kayaların hesabını yapamayacak kadar körsün Klavuz, hayatın deli dalgalarının bir gün Sarp kayalara bindireceğini söylese de O’nu duyamayacak kadar sağırsın. Tekneyi kayalıklara bindirip te Enkazına tutunduğun gün. Neler kaybettiğinin hesabını yapmak Aklına bile gelmeyecek. Zamanla yitirdiklerin aklını başına getirecek Geriye alınmayacak zamanların verdiği ızdırabın Pişmanlıklarında kalacaksın. Bir kez olsun dışarıda birt noktadan Kendi içine bakmayı başarınca, Ve gözlerini etrafa kapatıp kendi içine açınca Bütün söylentilerin özetinin senden Çıkartılmış olduğunu göreceksin. Önce inanmak istemeyecek Acıyan gözlerini yumacaksın Nefes nefese ,gerisin geri ödünç imajlarına döneceksin. Bir yıldırm gürültüsü kadar güçlü, Bir şimşek parıltısı kadar etkili Ve son defa ,ama bu defa kesin Toprak gibi göklerin de tam orta yerinden Yarıldığını anlayacaksın. Niçin yaratılmış olduğunun bilincine varacaksın Henüz yağmuru sevmiyorsun Çünkü bilmiyorsun Aklın uçarı hiç ıslanmamışsın Ama yakındsa görecek ve bileceksin Hiç şansın yok Sen de ıslanacaksın Ve yağmuru çok seveceksin. Mehmet Zafer |
Levh-i Mahfuz’a ışık düşen Kalubela’da zamanın,
Yaşadıkça hissene düşenin ne olduğunu çözeceksin
Memnuniyetsiz davransan da gökkubbenin altında
Payına düşenden fazlasını bulamazsın.
Insana basini ellerinin arasina alip, ben nicin yaratildim, nerden geldim nereye gidiyorum , muhasebesini yaptiran muhtesem bir siir okudum sayfanizda.
Kaleminize yureginize saglik Ustadim.
En derin saygilarimla.