Hangi Ölüm Korkutur Beni
Varla yok arası bir aşkın
arafında kalmış adamım ben. Anlamsız günleri, bitmeyen geceleri en iyi ben bilirim. Pılını pırtını toplayıp gitmiş bütün umutlar, hayallerim dünden hasıraltı. Acıların ciğerini yerinden söken acılarım var. Çareleri çaresiz bırakmışlığım çok olmuştur. Katran karası gecelerde gölgemi bulmuş, sarılmışım Çıkmaz sokaklarda yol tarif edenlerle çok karşılaşmışım... Hali vakti yerinde bir yalnızlığın baş kahramanıyım şimdi. Rüzgara bağrımı dayamış, ayazda sabahlamaya alışmışım İbrahim’le ateşe atılmış, Yusuf’la aynı kuyuyu paylaşmışım. Zindan’da Mem’le küflü duvarlara çentik atmışım. Ferhat’la dağ delmiş, Mecnun’la çölde uykusuz kalmış, Kerem’le narda yanmış adamım ben... Aç kalmış, açıkta kalmışım Kimseye minnet etmemişim. Kabuk tutmayan yaralarımı, kör bıçakla kanatmışlığım çok olmuştur. Aşıkların sazında kopan tel benim Gecenin hüznünü ,sabahın hicranını avuçlarımda yakmış adamın ben... Ayın gözlerinde sevdiğimin gözlerini içmiş, sabahın seherinde çimenlere çiğ olmuş yağmışım. Göçmen kuşların kanatlarına yüklemişim hasretimi. Serçelerin gözyaşlarını kirpiklerimde tutmuş adamım ben. Hangi gidiş ürkütür ? Hangi bekleyiş üşütür ? Hangi ölüm korkutur beni ? |