köyümün ekmeğinin kokusu
vardiyaların gecesini tutuyorum
bu hafta geçemedim pazardan marul, ıspanak, soğan kokusu dolu ardiyeyi özlemişim.. betonu kırık bir zemin üzerinde koşuşturan karıncalar bir çocuktum ben, bende çocuktum ve bende izlerdim... betonların çürük kokusu sinmiş dibime bir kuzinenin yan odasında uyurken patates mi közlerdim dedem ninem yanyana, babamı özlerdim... geceleri korkardım gecenin dibine bakmaktan sanki gecenin dibine ben düşeceğim evet evet, bir gün mutlaka düşeceğim. hesabın yok mu dediler bana hesabın kitabın... muhaseben peki? ticaretten hiç anlamadım neşeyle düşerdim atlıkarıncalardan odamın duvarında, yok yok o üst köşesinde bir üçgen prizmaydı perdesi ve tülü korkardım güya, çok korkardım ama olmasaydı, üzülürdüm... buna eminim. mavi bir boncuk vardı, mavi buhranları kıvrım kıvrım dedemin tespihinde... yoksa bir cami miydi? başına bir düğmük dağlı, ucu siyah gözyaşlarımda parlayan kadifeden imamesi ah bir varmış, bir varmış az gittim uz gittim daha gidecek yolum varsa eğer büker boynumu, ses etmeden de giderim. 09.03.2012 |
Berhudar olun...
(Sayfama beklerim, okunmaya muhtaç şiirlerim...)