)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-379-)(-)(-)(
*******************************************************************************
************ Sevdiğim Yıllardır şu hasretinle yanarım Ağlayacak göz mü koydun sevdiğim Eller gibi vedalaştın ayrıldın Söyleyecek söz mü koydun sevdiğim Sen gittin gideli boş kaldı yuvam Burda boşa gitti emeğim çabam Nelere gidem de nerede bulam Arayacak iz mi koydun sevdiğim Bozdun bağlarımı düze döndürdün Gayrı gazabını bize döndürdün Yaktın ciğerimi köze döndürdün Birgün gelip buz mu koydun sevdiğim Kızıltuğ dünyada gülmedi zaten Bir dost bulamadı elinden tutan Bu derdin sahibi yaşamaz zaten Öz canıma göz mü koydun sevdiğim ************* Ali Kızıltuğ ************* 1944 yılında Divriği’nin Mursal köyünde doğdu. Küçük yaşlarda yöresindeki aşıkları dinleyerek aşıklık geleneğini öğrendi. Köyüne gelip giden aşıkların yardımıyla da bağlama çalmaya başladı. Ali Kızıltuğ, önce Sivas ve çevresinde daha sonra başka yörelerde türküler söyledi ve tanındı. Türkülerinde doğa, gurbet ve dini sorunları işlemektedir. Mahlas olarak bazen adını bazen de soyadını kullanmaktadır. Ankara’da yaşayan Ali Kızıltuğ bugüne dek yaklaşık 100 adet 45’lik plak ve 90 kadar kaset doldurdu. KAYNAK:© BeKa Sitesi ******************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-379-)(-)(-)( Sen ayrı diyarda ben ayrı yerde Sevinecek haz mı koydun sevdiğim Güzellerin hep peşinde koşardım Koşturacak hız mı koydun sevdiğim Ağrıttın güzelim dertli başını Niye eğdin böyle hilal kaşını Akıttığım gözlerimin yaşını Silsin diye bez mi koydun sevdiğim Diledim Mevladan ver muradını Neden doldurmaz ki dert miadını Erken solan güllerimin adını Hazan ile güz mü koydun sevdiğim Yıllar yılı hasretini çektirip Has bağçeme özlemleri ektirip Şu gönlümü yollarına baktırıp Gelmem diye söz mü koydun sevdiğim Duygularım yüreğimden sökerek Acıyla gözümden yaşlar dökerek Mektuplarım, resimlerim yakarak Anılardan toz mu koydun sevdiğim Edemedim mutluluğun yadını Göremedim şu zamanın v’adini Hiç gelmeyen şu vuslatın adını Kahredip te biz mi koydun sevdiğim Lüzumsuz’un sinesini delerek Bu sevdayı zehir ettin bilerek Düşmanıma sırlarımı vererek Baş edecek koz mu koydun sevdiğim Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |