UFACIK GÜLÜSÜNDÜ
Ne geceden ismine yansiyan "ay"di,beni sana baglayan,
Nede ismindeki "ay"ile anlamlanan "gül"idi,aklimda kalan, Bir ufacik bakisindi,gönlümdeki bu atesi yakan, Sensin icimdeki tek dogru,gerisi yalan. Ne yasadigim bosluktu,beni sana zorlayan, Nede ruhumdaki isyandi,beni sana mecbur kilan, Bir ufacik gülüsündü,beni askina baglayan, Sensin gecmisten bugüne,aklimda tek kalan, Senden baskasi bu kalbime artik haram. |
bu konu üzerinde tüm hocalarımla ayrı ayrı tartışmışlığım vardır. ben de onlara, klasik eser verme kaygısı içinde boğulup, anlaşılamayan eserler verilmesinden ziyade, halkın kullandığı dile yakın bir dil kullanılmasının ve hafif eserlerin verilmesinin çok daha iyi ve öğretici olacağından ve insanları okumaya şevkedeceğinden bahstemiştim.
Yalnız bu fikirlerimi sadece düzyazıda dile getirmiştim. yani bir roman,öykü,otobiyografi,biyografi gibi türlerde...
Lakin; şiir bunların hepsinden ayrılmalı diye düşünüyorum. çünkü şiir bir başkadır, günlük kelimeler kullanılmalı, kullanılmamalı demiyorum, ama şiirinh adı bir ayrıdır. antik çağda lir (arp) denilen bir müzik aleti eşliğinde söylenen güzel söz sanatıdır. ve o zamandan bu yana şiirin yeri hep ayrı olmuştur.
İşte budur ki şiiri düzyazıdan ayırır ve zorlaştırır. şari arkadaşlara Allah kuvvet ve kelime haznesi versin ...
saygılar...