Sessizce Sesleniyorum...sen benden gittin gideli ne haldeyim bilir misin? dinmez gözüm yaşı sel olup çağlar karaları bağlamışım yüreğimden kan damlar kavruluyorum sensizliğin çemberinde zaman geçtikçe daralıyorum yokluğunda eriyorum azar azar… sana olan hasretime pencerem şahitlik ediyor esen yelle tül yoruldu gözlerimi silmeye kara bulut pes etti yağmıyor artık geçen her saatte uzaklaşıyor musun? gitmesen benden çok uzağa dönülmeyecek yollara çıkmasa adımların sen gelmek istiyor da gelemiyor musun? darda mısın?, hasta mısın? sessizce sesleniyorum ‘’gel’’ diyorum gelmiyorsun… medet umar oldum dağdan taştan eteklerine yazdım sevdamızı gelir geçersen göresin diye unuttuysan beni hatırla istedim yoksa dağlar mı sakladı seni benden gizemine esir mi düştün? ben sana tutsak olmuşken sen dağlara mı tutsak oldun? o dağların arkasından ses versen ve yankılansa sesin yaksan sevda ateşini dumanı tütse bende izlesem izlerken gönüllü yansam cayır cayır bir el etsen hadi ’gel’ desen yada kısacık bir ’merhaba’ nasıl özledim seni ah!!! bir bilsen görüyorum ki sen hiç özlememişsin… 04.03.2012_________________Seher_Yeli Edebiyat defterinin bana kazandırdığı manevi oğlum mavisecki’ye (Deniz Pınar ) yüreğimin sesine güzel sesiyle nefes olup hayat verdiği için çok teşekkürler. Saygılarımla... |
yada kısacık bir
’merhaba’
nasıl özledim seni
ah!!!
bir bilsen
görüyorum ki
sen hiç özlememişsin
gönlüne kalemine sağlık