Sen...
sen
yüreğimin kuytusunda yeşerttiğim sol yanımda sürgün veren hücrelerin yeşil adı sevginle büyüyen gönül bahçemin amber kokulu enfes tadı ben gözlerinin hasretinde çoğalan uykusuz gecelerin farkı korkusuzca yürüyorum yalın ayak bıçak sırtı susuyorum yokluğunda dört başı mağrur, sessizce eğiyorum başım öne boynum karşında kıldan ince şekilleniyor duygular ilâhi dokunuşlarla sevda mahzenlerinde katlı bir adın var kimse bilmesede o artık bende saklı... 03.03.2012 |
Hikmet YURDAER