Ayrılığın İzi Kalacak Dudaklarımda
Geri dönmen, tekrar seviyor olman umrumda bile değil,
Bu sefer ayrılığa özendirip ayaklarımı; ben gidiyorum senden. Üzül, kırıl ve öl hatta, Yokluğunla oynadığım intiharın senaryolarını biraz da sen öğren.. Bir zamanlar sen de gittin benden, hatırla. Uzun zaman oldu yokluğuna alışalı, ama; İçimdeki masum çocuğu sanki bir şekerle kandırır gibi geri dönüşlerle kandırarak gittin. Ah sen.. Nasıl da bu kadar zalim olabildin ? Hayallerimizden aldırdığın kız olursa sana benzeyecek olan çocuklar, doğum sancısı ve kilo alma korkun. Ayrılığa annelik yapmak ne kadar da kolay oldu değil mi ? Dokuz ay on gün’ü gidişinle zamana unutturdun. Şimdi ben de seni unutturuyorum kendime, sigara kokan şarkıları açıyorum radyodan, birkaç öksürükle çıkarıyorum seni sol’unum yollarımdan. Biliyor musun ? Artık ciğerlerimde dolaşan nikotin kadar bile değerin yok, içime çektiğimde Seni seviyorum yalanın kadar zehirlemediğinden.. Geri dönüşümün olmayacağı bir vedaya hazırla kendini şarkılarla.. Bu arada çok isterdin, kusura bakma, hiç tarzın değil belki ama; gidişimle ayakkabı tıkırtılarımda çalacak sıradaki şarkıyı armağan ediyorum sana. Ayrılığı dinlettireceğim kalışınla, hiç acımayacağım acizliğinle, ve tek kelimelik hoşça’kalamayacağın nefretinle.. Bunu demem yerine isteyeceksin ki; canımı al. Ayrılığın izi kal’acak dudaklarımda ama; hoşça’kal.. Ahmet Kastancı |