Büyülü Travma: İstanbul
Gözü yaşlı bindim otobüse
Boğazımda koskoca bir düğüm Son bir kez baktım annemin gözlerine Çaresiz kaçırdım bakışlarımı Kendini koyuvermesin diye Dönüşü yok, söz vermiştim bir kere Ankara’m burnumda tütse de Mecburdum onu sevmeye Dalgın dalgın baktım gökyüzüne Bulutlar bile ağlıyordu Dönüşü belirsiz gidişime İlk, silüeti çekti beni kendine İçime garip bir neşe verdi Dolmabahçe Boğaz, Ortaköy, Sultanahmet, Ayasofya Büyüledi ihtişamlı Süleymaniye Mavi boncuk dağıttılar bu korkak kediye Yaşıyordum hayatımı toz pembe Hayallerim vardı düzinelerce İdeallerim onların hemen peşinde Yazık, çabuk tükendiler Bu şehir bana sıkıntı verdi sadece Travma üstüne travma Ne kadar da çok hüzün sığdırabildim Şu gencecik ömrüme Bakışlar yalan, gülüşler sahte Çıkardan başka bir şey yok insanların zihninde Gemisini kurtaran kaptan bu kentte Soruyorum kendime Acaba bir saf ben miyim diye Bu da geçecek elbette Daha fazla üzülmemek için Olmamalı beklenti içinde Son vermeli, boşluklarda yüzmeye Haksızlık, riya, yalan, ego, merhametsizlik, ihanet.. Yeni bir başlangıç ümidiyle Her şeyi bırakmak lazım geride… GÖKSEL ÇAKIR 28 EYLÜL 2011 |