Boşluktaki Balon
Boşluktayım…
Bir sağa, bir sola yalpalıyorum. Kim çarpsa o tarafa gidiyorum. Bir balon gibiyim adeta; rüzgar hangi yönden eserse, O yöne gidiyorum. Bir balon kadar hafifim… Sadece uçamıyorum. Bir balon kadar gamsızım… Rengarenk bir balon kadar neşeliyim… Biri gelip de hayatımı sonlandırana kadar özgürüm. Özgürlük bu olsa gerek! Boşluk… Hafiflik… Aydınlık… Bulutsuz bir gökyüzü… Mutluyum… Huzurluyum… Ne kadar ömrüm kalmış umurumda değil! Şu an yaramaz bir çocuk, kaçıp da annesinin elinden, Gelip de beni tekmelese, Sonra o yetmese, çer çöp batırıp kalbime, Patlatsa beni; yine de gam yemem! Huzur böyle bir şey olsa gerek… Her şeyi olduğu gibi kabullenmek; Anı ve geleceği… Yerli yersiz her şeye tasalanmamak, Hırslarına yenilmeden, kendini eskitmemek, Kendini olduğundan büyük görmemek, Belki birazcık da hayatın sensiz de akıp gidebileceğini anlayabilmek, Ve sadece içinde olduğun o anın tadını çıkarabilmek… Mutluyum. İkna olunca mutlu olduğuma, yükselmeye başlıyorum bir anda. Ayaklarım yerden kesiliyor, Yükseliyorum. Elimi uzatsam yakalayacak gibiyim güneşi ama, Ama korkuyorum… Ya güneş elimi yakarsa, Ya ışık kör ederse gözlerimi, Ya durursa kalbim heyecandan? İşte o an içimdeki huzur yer değiştiriyor kaygılarımla Ve hissediyorum, Yavaş yavaş süzülüyorum aşağıya, Yavaş yavaş, Adım adım yaklaşıyorum toprağa, Karışıyorum tekrar yeryüzüne, Gözlerim buğulu, İçimdeki huzur eridi gitti kaygılarımla… Ah insanoğlu! Ne de meraklısın en mutlu olduğun anda, Dibine vurmaya mutsuzluğun. Olsun… Bugün balondum, yarın bakarsın bir kuş olurum ya da bir uçurtma, Ama yok, uçurtma olmasın! Uçurtma özgür değildir bir balon ya da bir kuş kadar. En iyisi bir güvercin olmak belki de… Özgür ruhlu Ve bir o kadar da asil, Paçalı, dişi bembeyaz bir güvercin. |