Üç Taş
//Gitmek gerekir bazen
Gönderilmeyi beklemeden Arkana dönüp bakmadan ve ağlamadan Gitmek gerekir bazen Çektiğin acıya aldırmadan// Kalbimi kırmak Suya yazı yazmak kadar zordu Ve sen bu zoru başardın sonunda. Ne seni unutacak kadar bir çaba var yüreğimde Ne de aşkımı körükleyen bir rüzgar Durgun denizler gibiyim gittiğin günden beri Oysa çok değil daha dün birlikte gelmiştik bu sahile Yakomuzların şavkında Hiç ayrılmayacak gibi sarılmış Bin bir yemin etmiştik tüm engelleri aşacağız diye. Her hayat bir romandır demiştik Bu romanda yeni bir bölüm Yeni bir sayfa açmıştık kendimize Bu sayfada yalnız sen ve ben olacaktık Hiç bitmeyecekti hikayemiz Ayraçından ayrılan paragraflarda Aşkımız doğacaktı yeniden. Öznesinde sen Yükleminde ben Tamlamalarında ikimiz olacaktık Hece hece ,satır satır sevdamız düşecekti Yalnızlık resimlerine Asırlar sonra okuyanlar gıpta edeceklerdi İmkansızlıklardan doğan aşkımıza Gözlerimiz ufuklarda kaybolan gemileri seyrederken Ellerimiz birleşecekti Bir bardak çayın deminde Şimdi bir başımayım bu sahilde Yokamozlar tüm ihtişamını kaybetti Mahsun bakıyorlar Leyla’ya dönmüş halime. Masamda duran çayım buz tuttu Ne sen şeker olabildin Ne de ben kaşık Tat veremedik sevgimize. Hani her hayat bir roman diyorduk ya Bak yarım kaldı yine bu roman Ne sen uyak olabildin Ne de ben kafiye Tek taştan duvar olmuyor Tüm çabalarım nafile... Kırıldı kalemim yazamıyorum aşkı Üçtaş koydum hayat denen romanın sayfa arasına İster al sektirerek denize at Kaldığımız yerden devam et yazmaya İster bir bir kopart yazdığımız sayfaları Kâğıttan gemiler yap Ve kapat bu romanın kapağını Sende üç büyük taş koy üzerine Dikkat et gözlerin takılmasın Kitabın kapağında ki derin sözlere //Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, Buğulu bir cama güneşi çizebilmektir, YAŞAMAK HAYATIN TÜM OLUMSUZLUKLARINA DİRENMEK DEMEKTİR !// |
Şiir hakikaten sezgfisel bakımdan da çok nefis, işlenişi bakımından da Safiye Hanım...
Kutluyorum kaleminizi...
Selam ve saygılarımla...