BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 13
balcı’nın oğlu Seyit
konuşmasını sürdürdü iki yıl önce bana o kitabı verdiğin günden beri sana karşı çok farklı duygular da besledim üstelik kendime karşı çok direndim ama itiraf etmeliyim ki ben seni sevdim evet Esma ben seni çok sevdim bunun hareketimizle ve de kişiliğimizle bağdaşmadığını biliyorum ama yapabileceğim bir şey yok ben, ben seni seviyorum hatalı da olsam işte bunu itiraf ediyorum. evet, hatalısın seyit yoldaş, dedi esma sesini yükselterek hatalısın! yanlışın var ve yanlış yerdesin böyle bir hataya ve zayıflığa nasıl düşersin? demek ki şimdiye kadar bana karşı dürüst olmamışsın duymam gereken bilmem gereken gerçekleri benden saklamışsın hareketimiz adına sana değer verip güvenmiştim hatta okuyup öğretmen ola isteğine bile senin adına içten içe sevinmiştim… benim hareketimizden yana, örgütümüzden yana zerre kadar bir şüphem yok diyerek araya girdi Seyit öğretmen de olsam başka şey de olsam bu yolda bu uğurda sonuna kadar, korkmadan, yılmadan mücadelemi vereceğim. ama ben sevmekten söz ediyorum yani aşktan ve bu durumu karşısındakine açıklayamaz mı insan? evet, dedi Esma belki hak verebilirim sana küçük burjuva takıntısı da olsa aşk denen şeye kanmış olabilirsin ama bunu anlatmalıydın bana zamanında biz seninle her şeyden önce iki yoldaşız belli ki bu konuda ayrı yerlerdeyiz ben böyle bir ilişkiye asla girmek istemiyorum ve bu konunun burada hemen şimdi kapanmasını istiyorum. balcı’nın oğlu Seyit Esma’dan böyle bir tepki alacağını düşünemezdi o anda kafasındaki her şeyi sildi ve de o anda kararını verdi kafasında yüreğinde böyle bir düşünceye böyle bir duyguya son vermeliydi. böyle davranacağını ve böyle tepki koyacağını bilseydim hiç sözünü etmezdim, dedi Seyit madem öyle dediğin gibi şimdi şu anda burada bu konuya noktayı koyacağım ve bir daha asla konuşmayacağım. tamam, bu kararı aldığın için teşekkür ederim, dedi Esma bu konuda tutarlı olacağına dair güveniyorum sana yine de ama bir konuyu merak ediyorum benim neyime vurulduğunu hangi özelliğimden dolayı aşık olduğunu bilmek istiyorum. Esma, dedi Seyit bunun artık bir önemi olmasa da şöyle anlatayım sana gözlerine vuruldum önce senin sonra bakışlarına ve ondan sonra da her şeyin ama her şeyin lekeli gömleğin dağınık saçların hatta nezleliyken hapşırmaların bile hoşuma gidiyordu. yani, işte böyle bence bu konuyu daha fazla uzatmayalım ben hesabı ödeyeyim ve istiyorsan eğer eve kadar sana eşlik edeyim yok canım, ben tek başıma giderim de, aklım kaldı yine de sende hayır, hayır, bence de akıllı düşünmeliyiz ikimiz de mücadelemiz, örgütümüz partimiz duruyor önümüzde. sonra elini Seyit’in omzuna koydu eee, Seyit yoldaş, dedi sakın kızıp darılma bana bunu zaten yakıştıramam sana biz mücadelemize devam edelim omuz omuza yan yana evet, tamam mı, var mısın? bu soruya da, sonrakine de yanıt vermedi Seyit Esma’ya evine kadar eşlik etti sonra hoşça kal deyip ablası gile gitti. Okulların kapanmasına az kalmıştı Seyit, düzenli bir şekilde ders çalışıp okula gidiyor ders çalışıyordu ülkenin gündemi her zamanki gibi ölümlerden cinayetlerden bombalamalardan adam kaçırmalardan ve her gün her şeye yapılan zamlardan oluşuyordu okullar kapandı balcı’nın oğlu Seyit liseden başarıyla mezun oldu birkaç gün sonra da üniversite sınavları vardı bu yüzden Seyit memleketine gitmeyip İstanbul’da kaldı sınava girip ertesi gün memlekete doğru yollandı yaz boyunca babasına yardım edecekti ve orada bekleyip sınav sonucunu bekleyecekti bu kez babası üzülmesin diye politik çalışmalara çok fazla girmedi ama yine de bir çok köylüyle işçiyle öğrenciyle gizliden gizliye konuşmayı ihmal etmedi aradan bir ay geçmiş ve sınav sonuçları açıklanıyordu evlerinde telefon olmadığı için mahalle bakkalının telefonundan ablası Gülten’in araması bekleniyordu sonuçlar ablasının adresine gelecekti ablası da telefonla Seyit’e haber verecekti üç gün sonra beklenen telefon geldi annesi babası kardeşi ve Seyit heyecanla bakkala koşmuştu ablasının verdiği habere göre balcı’nın oğlu Seyit, Eğitim Fakültesi’ni kazanmıştı balcı babasının ve suskun annesinin bir adakları vardı Seyit üniversiteli olunca bir koyunu kurban yapacaklardı hemen o gün bir koyun satın alındı ve kesilip etinin tümü komşulara dağıtıldı. şimdi başka bir sorun vardı seyit üniversiteyi kazanmıştı ama okulu Ankara’daydı ve Seyit belki yıllarca kiralık evlerde kalacaktı bu da ailesi için daha fazla külfet olacaktı. balcı babası sen orasını düşünme, dedi masrafları kafana takma biraz sıkılırız ailece ama sen oku yeter ki sıkıntı yaşatmam sana, dedi ablası Gülten de telefonda haber vermişti enişten Süleyman da sana yardım edecek demişti koskoca bir evi bağışladın ona elbette yardım edecek şimdi sana bir hafta sonra yeniden bir 302 Mercedes otobüse bindi artık gide gele ezberlediği dağları tepeleri kasabaları köyleri şehirleri aşarak ve yol boyunca heyecanlanarak İstanbul’a vardı dernekteki yoldaşlarına haber verdi Ankara’da görüşebileceği yardım alabileceği kişilerin insanların ve yoldaşların isimlerini, adreslerini ve telefonları aldı evraklarını tamamlayıp iki gün sonra Ankara’ya gitti Hacettepe kampusunda kayıt için kuyrukta bekleyen yüzlerce öğrencinin arasına girdi o günün sonunda kaydını yaptırıp geceyi Ulus Rüzgarlı Sokaktaki otellerden birinde geçirdi. ertesi gün adreslerini aldığı kişilere gitti onlar kendisine yardım edecekti eylül başlarında bir ev bulunmuştu Çorum’lu ve Erzincan’lı iki arkadaşıyla Eskişehir yolu üzerinde eski ama güzel bir ev tutulmuştu DEVAM EDECEK... |