düş/tü...hayat denilen ince bir çizginin eşkıya geçişlerinde adım adım soludum hiçliğimi... çokça gözyaşı içtim şerefine ölümün her soğuk nefesinde içimde filizlenen ateş çiçeğim oldun gün oldu yosunlaşmış sarp bir kaya oldu bedenim sen ise, masmavi denizlerden yükselen beyaz saçlı prenses oldun köpük oldun, nefes oldun, değdin tuzlu hoyrat tenime gündüzlere değil gecelere sorun beni doğmayan güneşlere, kumsallara sorun martıların çığlıklarında sen diye dans ettiğim sarılıp, sarılıp ağladığım gölgelerime sorun beni üzerine her gece tünediğim kırık dökük sandala sorun beni bu sandalla yüzdürdüm düşlerimi çokça kürek çektim göğün davetkar yüzüne yakamoz diye topladığım yıldızlara hep senin adını koydum düşlerim de büyüttüm ben bu aşkı gün geceye geceler bana, düşlerim de sana düş/tü kadınım... |