Çadır Kentin Çocukları
Ne olur duyun beni, kurudu dudaklarım.
Dilim bile ağzımda, kaymıyor öğretmenim. Ayaz vurdu yüzüme, kızardı yanaklarım Bizi ısıtan güneş, aymıyor öğretmenim. Evimiz harap olmuş, yırtılmış tüm perdeler, Anam babamdan ses yok, bilmiyorum nerdeler? Belki de dönülmeyen, sonu meçhul yerdeler Onlarda çığlığımı, duymuyor öğretmenim. Çadır kentmiş burası, öyle diyor bilenler, Halkın hizmetçisiymiş,(!)ziyarete gelenler. Buz tutmuş gözyaşımı, göstermelik silenler Kazma kürekle yeri, oymuyor öğretmenim. Günlerce kar altında, kalır çadır kentimiz, Ne bir sokağımız var, nede belli semtimiz. Depremden kurtulmadı, kerpiç olan evimiz Hırsız demir çimento, koymuyor öğretmenim. Afete uğramayan, bizi yenik görüyor, Gönderilen eskiler, depolarda çürüyor. Artçı depremler ise, ardardına ürüyor Yüklenici çalmaya, doymuyor öğretmenim. Demeyin sakın bana, T.I.R la geldi torbalar, Gözü açıklar kaptı, yağsız kaldı çorbalar. Yapıştı sırtımıza, kene gibi zorbalar Yabancılar o kadar, soymuyor öğretmenim. Sıcacık bir soba yok, soğuktan üşüyoruz, Vıcık vıcık her taraf, çamura düşüyoruz. Çoraplarımız ıslak, tabandan şişiyoruz Ayağımız pabuca, sığmıyor öğretmenim. Perişanız burada, ağlıyoruz yan yana, Yüreğim bu acıya, söyle nasıl dayana. Toprak durmadan kükrer, bakınız kör dumana Feryadımızı çoğu, duymuyor öğretmenim. Milletin yardımını, hiç yabana koyamam, Hizmete koşanların, gözlerini boyamam. Arka çıkanlarımın, adlarını sayamam Fırtınalı hava da, kıymıyor öğretmenim. Annem gibi sevdiğim, sizlere bu hitabım, Mücadeleden bıktım, inanın çok bitabım. Okulum yıkılınca, sizle gitti kitabım Cahiller bunu kayıp saymıyor öğretmenim. Yetimlik bile böyle koymuyor öğretmenim. |