Saat gidişini 5 geçiyor…
Saat gidişini 5 geçiyor…
Adın hiçbir adrese karşılık gelmiyor şimdi Sana dair yazılan ne varsa Sen eksikliğinden geri postalanıyor yüreğime… Acılar yoklukların arasında büyütülerek unutulur Yüreğimden düşen binlerce parçanın arasında bulmuştum Unutulmaya yüz tutmuş 45’likler arasında Yıpratmıştı resmini… Saatler yelkovanların koynunda gizlenmiş Akrebini attım avutulmaya mahkum denizlerime Gidişini yaşıyorum hep, Herhangi bir saat olduğu fark etmiyor Bak bir çeyrek olmuş sen gideli yine… Saat yarım’a dayandı mı büyük susarım ben Alışmak ölümdür bilirim, Yokluğun en büyük ölümümdür benim… Şimdi gidişine çeyrek var… Dalgakıran yağmurlardan koparıp getirdiğim bir mektup Islak hüzünleri asılı paragraflarına Sonbahar’ları seversin diye öldürmüyorum Eylül’ü Her mevsimi gidişine gebe bırakıyorum Kırgınım yanında esen rüzgarlara Saçlarının kıvrımlarına bensiz dokunduğu için… Sensizliğe alışarak öldüm ben, Sen alışma diye, Alışıp da ölme diye, Unutma beni diye! Her saat başına denk düştü mü yelkovan Bir mektup bırakıyorum sana… 25 Ocak 2o12 --.45 Emre Kınay |
selamlar