UZATTIN NAZI
Sevmiştim seni de tam onaltı’yı geçmiştin...
Taze açmış goncaydın, mis kokular saçmıştın... Bir ceylân gibi ürkek...yanaşmamış kaçmıştın.. Ama...uzattın naz’ı... bu doğru olmamıştı... Sevgin halâ gönlümde! .. de sabrım kalmamıştı... Gençtin, tecrübesiz! ama aklın – iraden tamdı... O sesler – melodiler...tam da uygun ortamdı... Seni seveni sezmen, hissetmen de tamamdı... Ama...uzattın naz’ı...bu doğru olmamıştı... Sevgim halâ gönlümde! .. de sabrım kalmamıştı... Anlamıştın sevgimi, sezip – görüp halimi... Hatttâ almıştı tasa, dost, arkadaş (Şebnem’i) ... Tam yeri, zamanı ve tam da aşkındı dem’i... Ama...uzattın naz’ı...bu doğru olmamıştı... Sevgim halâ gönlümde! .. de sabrım kalmamıştı... Ah! o saçma yönetim, sildi attı kaydımı... Yoksa kader bizlere ağ örmekten caydı mı? .. Yoksun...şarkılar da yok! tüm benliğim baydı mı! Ama...uzattın naz’ı...bu doğtu olmamıştı... Sevgim halâ gönlümde! .. de sabrım kalmamıştı... Şimdi görüp de seni...ve yanında olanı... Yanar – ağlar... anarım, ah! o yarım kalanı... En kötü şey de...görmek! seni benden alanı... Ama...uzattın naz’ı...bu doğru olmamıştı... Sevgin halâ gönlümde! .. de sabrım kalmamıştı... Ne yaptı ki o adam? Dökülmüş sedeflerin Çökmüş, yıpranmışsın da yok sanki hedeflerin Giyim, kuşam, saç, ses, göz? Nerede o zevklerin? Gördüm kahroldum inan... hak bu değil! Olmadı... Gel desen gelirim de ama zamân kalmadı... 27.09.2004/09.50 |
Tebrik ederim değerli arkadaşım...
Sevgi selamlarımla.