BİR BAVULLA GELMİŞLER
Bir bavulla gelmişler
Karaların memet, ince ali ve bir de bekir Puslu bir alaman sabahında münihe inmişler trenden Biraz memleket peksimeti mendil içinde üçbeş lokum Bir de yar ilen ana baba hasreti Bildikleri birkaç sıla türküsü İnmişler üçüncü mevki kompartımandan Başlarında kasketleri Şenolasın bakalım gurbetlik şenolasın yabaneli Nere baksan bir soğukluk değmiş içlerine Nere baksan insanı üşüten kocaman bir yalnızlık Dönelim demiş memet yıkıp kaşlarını arkadaşlarına Nere baksan deli bir ayrılık düşecek burada bahtımıza Dönelim demiş memet yıkıp kaşlarını arkadaşlarına Bir bavulla gelmişler Münihe, viyanaya, berline, rotterdama Çorum nire memec, lozan nire Brüksel nire ali, emirdağ nire Konya nire bekir, strasbourg nire Ve frankfurta ve kölne ve lyona Hamburga, liege, bonna inmişler içlerinde memleket döne döne, yana yana Bir bavulla gelmişler Önce geceler bitmemiş sonra soğuk ve karanlık gündüzler Herbir işini, tamam eylemişler atamanın Herbir vidasını sıkmışlar Herbir makinasına terlerini akıtmışlar Eksilerek, didinerek ve direnerek Sağlam basmasını bellemişler yere Kancık pusuların yaban belaların Ve hayın ve namert ve itkopuk Pazar sabanları çanlarının arasından Geçirmişler yüreklerinin filiz filiz umutlarım Hey canım Hey adam yanlarım Hey karaların memet, ince ali ve yetim bekir Keşke gelip bir görebilseydiniz torunlarınızı Bir kere öpebilseydiniz O makinayağı bulaşığı elleriniz, kavruk yüzleriniz Ve cengaver bakışlı kara gözlerinizle hepimizi Hey canım Hey adamlarım Hey karanlığına atamanın ıslık çalan kahraman yanlarım Bir bavulla gelmişler Karaların memet, ince ali ve bir de bekir Puslu bir ataman sabahında münihe inmişler trenden Biraz memleket peksimeti mendil içinde üçbeş lokum Bir de yar ilen ana baba hasreti Bildikleri birkaç sıla türküsü İnmişler üçüncü mevki kompartımandan Baştarında kasketleri Şenolasın bakalım gurbetlik şenolasın yabaneli Şimdi onlar Herbir sokağına değerek avrupanın Ve herbir dağında şahin olup uçarak özge vatanın Bize bir sabahı indirirler öyle gülümseyerek çocuklarımıza Öyle kara öyle ince öyle yetimdirler Öyle konya öyle maraş öyle adana Öyle trabzon öyle afyon öyle erzurumdurlar Öyle dadaş öyle ele öyle uşak öyle yörük öyle çerkez öyle doğudurlar Ve doğururlar Herbir sıkıştığında kalbimiz Münihin, viyananın, roterdamın, brükselin ve nice şehirlerin Dumanların, çanların, köprülerin, kanalların Acıların, yalnızlıkların, hasretlerin, mektupların Ve hepsinin ötesinde o ağır gurbetliğin çöktüğünde efkarı Gelip tutarlar ellerimizden Karaların memet, ince afi ve bir de bekir Varsın bize alamancı desinler Varsın bizi sofralarındaki ekmekten sonra sevsinler Varsın yüzümüzden önce bavullarımızı gözlesinler Biz yine de memleket kadar bir yürekte sevmekteyiz memleketi Çünkü karaların memet, çünkü ince ali ve bir de bekir çünkü Bir bavulla geldiler Puslu bir ataman sabahında münihe Çünkü Biraz memleket peksimeti mendil içinde üçbeş lokum Bir de yar ilen ana baba hasretini Ve bir de bildikleri birkaç sıla türküsünü hiç düşürmediler Sokağına avrupanın Hey canım Hey adam yanlarım Hey karaların memet, ince ali ve bekir Keşke gelip bir görebilseydiniz torunlarınızı Bir kere öpebilseydiniz O makinayagı bulaşığı elleriniz, kavruk yüzleriniz Ve cengaver bakışlı kara gözlerinizle hepimizi Hey canım Hey adamlarım Hey karanlığına alamanın ıslık çalan kahraman yanlarım |