İntiha
Sen de bilirsin hüznün incelmişliğini,
Fırınında değil, mezecilerinde bulunur kalbimizin, Oysa keder, kara ekmek gibi zorunlu nerdeyse... Senin verdiğin hüzün kedere dönüşüyor gitgide. Sabah güneşi vuran doruklardan, Pembe rengi sildim şimdiki halde... Tipiyi çağırdım, göz gözü görmesin yine. Gözlerime ilgisizlik bulutları ardından, Kış güneşi gibi soluk, serin bak. Her zamanki bakışınla muhakkak, Özlem bulutu çözünür, taşkın olur. Sabah güneşi vuran doruklardan, Pembe rengi sildim bugünlerde; Dağdan kereste kesemem bunu bekleme, Kafeste kuş beslemek de değil bana göre Son nefesine yetişmeyi düşler miyim, -Tanrı beni korusun- İlgisizlik bulutları ardından, Kış güneşi gibi soluk bak gözlerime. Tipiyi çağırdım göz gözü görmesin yine; O güzelim bakışın kesinlikle Eritir buzulları taşkın olur. Ömür vâdisinin sona erdiği uçurumda, Duygu nehri çavşanlaşır ve korkunç coşkun olur. |