BELALI AŞKLAR GAZELİ
O masum çocuk bakışlarıyla başlar
Çıkmazlara saplanacak en koyu aşklar Sevinçle serpilir kuytularda, gözden ırak Suçlansa da büyür sevgi, gizli ya da aşikar Boşanır yürekte zincir, kopar kelepçeler Köpüren sevda selidir, bendleri aşar Kuşkunun akrebidir, durur taşın altında İki gövde bir iken, ansızın ordan çıkar Yüreğe akan zehir, zehiri akıtan iğne Güneşe çekilen perde, ışığa örülen duvar O karanlık kapılar, girilen sonsuz dehliz Bütün yollar kapalı, mevsim kış, her yer kar Dişler kamaşır tadından o yasak meyvenin Oysa her büyük günahın sonunda mutlak ölüm var Cinnetin kıranından geçilir, sokaklar bile kan Biter mi belası aşkın, nelerle yüklüdür rüzgar Kim ola uslanan, çılgınsa yaşamın ta kendisi Akmadan kan, boşalmadan son kılcal damar Kemikler sürme olmadan, külleri savrulmadan Unutulmaz o yangın, güze erse de bahar |