AŞKA BAHAR YETMEZ
kırlarda uçtuğumuz o ilk mevsim
dalgalanan yeşil otlar, ekinler rüzgâr kaçırıyor seni ardından koşan kelebeğim kaç gün ki şu küçük ömrüm anlıyorum aşka bahar yetmez leylaklar öyle usul öyle deli mor kuytu bahçelerimde yine bir şarkı fışkırıyor pencerelerden bir perde benim için aralanıyor içimdeki küheylan kişnese de adımlarım ürkek yürüdüğüm yolları dal basmış oysa biliyorum aşka bahar yetmez bülbüller çağırıyor çiyli şafağı usulca öpüyor gökyüzünü toprağın nemli dudağı tomurcuk açımı gülümsüyoruz bütün güller yediveren olsa da usulca solduklarını görüyorum aşka bahar yetmez ben bir delice şahanım uçsam, kanatlarım pervane dönerim bulutların arasında güneşin kamaştığı yerde keskindir, aldanmaz gözlerim uzaktan seçerim yalnızları yüreğin çoraksa boşuna bekleme yeşilime koş, karış bana aşka bahar yetmez o ırmak kiminle konuşur eski sevdaların yatağında uyurken büyük uykusunu kim dağıtır bulutlarını kim siler gözlerinin pusunu can usuldan akan o sudur bulur bir gün okyanusunu aşka bahar yetmez gecikmiş yolcular adına yana yana geliyorum tut elimden çek beni içimin kuytularında açan o çiçek o çiçek, öldürecek beni son bir yağmur yağsa da baharımız uzasa da güz yelleri kavurur tomurcukları aşka bahar yetmez |