TAFLAN
ne zaman dinecek,ne zaman?
bu taflan,bu taflan? ey uçurum gözlü sevgilim! ne zaman baksam bir hiçlik tadı ve ağzından yıldızlar uçuran ergin,yeşil ve yabanıl bir yaz gecesi gibisin yüzünde yolların gülüşü ve yaz göğüne ilişkin bir esenlik üretiyorsun geçip giden fırtınalardan ey uçurum gözlü sevgilim! ne zaman baksam aşkların büyük yarlarıyla kuşatılmış görüyorum kendimi safran ve ezilmiş yazlardan bakışlarının kıyısız açıklarında gurbet ve cevahir taşıyan bir gülüş söylencesi geçer bir yazdan ötekine derin anlatılardan ey uçurum gözlü sevgilim! ne zaman baksam bir dağın yırtmacından ince bir dere yatağı gibi kayan yeşil tenini görüyorum akşam nasıl da yakışıyor yüzüne ve sanki bir kayalığın içine durmadan kendi kendini oyan bir ferhâd gibiyim ben ya da pusu da,karanlık bir gül gibi hem solan hem solmayan ne zaman dinecek,ne zaman? bu taflan,bu taflan? ey uçurum gözlü sevgilim! |