Rumeli Feneri
Serin serin esen deli rüzgar
Oradan oraya savuruyor saçlarımı Gücüne aldanıp açtım iki yana kollarımı Ortamın büyüsüne kapıldıkça iyice yaklaştım denize O an yüzümde hissettim azgın dalgaları Hırçın Karadeniz kim bilir ne kadar derin Emin ol şu sarp kayalıklardan daha cesaretli yüreğim Kırılgan göründüğüme aldanma Bir o kadar asi benliğim Ürperiyorum, aklıma yine sen geldin Hızlı hızlı atmaya başladı kalbim Unutmaya çalıştıkça daha çok bağlanıyor gibiyim Ne olur kurtar beni bu dayanılmaz girdaptan İnan çok çaresizim Sonumuzu düşünürken yanıp sönen Rumeli Feneri’ne takıldı gözlerim Tepesine çıkınca iyice yalnız olduğumu hissettim Ruhumu rahatlatmak için başladım ağlamaya Avazım çıktığı kadar bağırmaya Anla artık, umut etmekten tükendim Nihayet ağlarını hazırladı balıkçılar Birazdan ’vira bismillah’ deyip denize açılacaklar Hani ’terk etmem lazım bu şehri’ demiştim ya Sanırım vakti geldi, bir hüzün günü daha kararırken Bu kez arabama değil, gemiye biniyorum Ancak nereye gideceğimi ben de bilmiyorum Sadece yüreğimin sesine kulak veriyorum İçim rahat, biliyorum ki bekleyenlerim var Bak nasıl da sabırsızlanıyor özgür martılar, korkusuz balıklar... Onlar senin gibi günlük değil, senelerdir yolumu gözlüyorlar... GÖKSEL ÇAKIR 19 EYLÜL 2011 |
Kutluyorum çookk
Sevgilerimle