Gönül dili başkadır,şehri aşka muhtaçtır!Ne sukunetin melali Ne kalbin inşirahtan arileşerek kal eden mecali Nefsin terbiye ve tezkiyeye muhtaç hali, iradenin azim içinde ki cehdi Dervişin suskun ve sakinkiği, nasibin bahta ram olan niyetin asliyesinde ki vakti Ruhun adına derlenen ve neşredilmesini bekleyen kitabın kederi, akıl ve izan içinde ki önemi Ne kadar kelam etsem Gönle düşmeyen aşktan söz etmeye nasıl cüret edip hasretsem Ruhun meskun halini, lafzay-ı celalin nazargah kılan bu kalbi şehretmeye meyletsem Her okuduğum kitapta, ruhuma ve kalbime seslenen sürelerin meyanında nefsime söz geçirsem Göçüp giderken, hazan heryanımı kuşatmışken Takatim ve hevesim şevke ve edebe muhtaçken kime nasıl seslenirim El Rezzak olan bilinirken Bir ulufe uğruna ruhunun esaretine göz yumanlar etrafımı kuşatmışken En yakınlarım edebin dilini, halin ilmini ihmal ederken Kazanmak uğruna kalplerini fedaya hazır bir vaziyetteyken Kime sığınırım, hangi yüzle el açmak için bahane ararım, taatlerin feyzi için niye bu kadar figanım Taklit üzre inandık ve iman ettik, en yakınlarımızın anlattıklarıyla yetinmeyi birşey sandık Ne derlerden kurtulmak için bin bir yol içinde sadece kendimizi kandırdık Derin bir uykunun hicranıyla aşk adına tutkuyu sevda sandık Nefsimizden nükseden heves ve keyfiyet için merakın en şedidini yaşadık Yalan ve yanlış olan ne varsa, hiç umursamadık Ruhun ve kalbin lisanını öğrenmek için her ne hikmetse kaçındık Bir ölüm haberiyle hangi vadide olduğumuzu düşünsek bile sadece o kadarıyla yetindik Akıl ve izan sahibi olduğumuzun farkındalığıyla böbürlenip, fanilik adına mütemadiyen filizlendik Ne vakit bir afetle karşılaştık, panik atak olmamak için çırpındık Ve fakat hala avunmayı en mühim bir çare olarak gönlümüzde barıdırdık Mustafa CİLASUN |