Vicdan, aklın ve iradenin mizanıdır!Kim ne derse desin Ve hatta kinaye etmek için futursuzca nefeslensin Halimin sefilliğine hükmetsin, hangi sıfatı uygun görürse hiç çekinmesin Yeter ki nefsi ve hissi telakkiler içinde bir emek sarfetmesin, fikrini tefekkür ederek hasretsin Evet, ne edibim ve ne de şairin aziz nefesinden kal eden zadeyim Düşünmek için ne kadar aciz olduğunun farkına erişmiş bir nefesim Sığ bir izan ile halini serdetmeye gayret gösteren bir kalb-i vakitim Gönlü umman misali rakseden tefekkür ehlinin izlerini takip etmeye çalışan bir divaneyim Nazar etmekle, fark etmenin farkını Ruhun pervazlarında hissetmeye talip bir çehrenin ibretinden istifade etmeye amede olan bir acizim Ne kendi halinde havlayan köğeğin ve ne de miyavlayan kedinin dilini bilirim Sanki sahrada yalnızlığın hüznüyle yol arayan bir abdiaciz olarak gayret eden bir fakirim İhsan ve ihlas adına ne kadar muhtaç halde olduğunun hayıflığını her lahzada hisseden bir kederim Ne kadar gamım varsa, hicran her vakit gönül kapımı aralayan bir hakikati kararsa Onunla hemhal içinde nefeslenen miskinliğin ta kendisiyim Ne vakit pencere önünde nefeslensem Her işittiğim gök gürültisüyle yüreğimin titrediğini hissedip, o zaman gözlerimin yaşını silsem Yerlerde sürünen yaprağın, camı okşayan yağmurun Gökyüzünün hüznünü aksettiren bulutun serencamında ne kadar yalnızım Naaşı kalkmayı bekleyen bir kitabın, ahdine kayıt kalan bin bir heyecanın Hesap edilemeyen her şarta ki iradey-i kararın neticesine ne kadar muhtacım Sessizce gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyor Nefesin müddeti içinde ki mecalim her vakit göçmenin eşiğinde umutla yetiniyor Toprak ki ne müşfik bir hakikat Hak adına ne müthiş bir nasihat, ruhumun mahzunluğunu şehrediyor Artık okunmaya hasret halmış selalar Ruhun ve kalbin firkatinde mahzun kalan aşktan söz ediyor Mustafa CİLASUN |