“Yaratılan ilk insan Adem. Havva anamız Bak nasıl başlamıştır dünyada ilk kavgamız”
Yaratılan ilk insan Adem’le Havva Mutluydular cennette hayat bedava, Şeytanın tuzağına düşüp kandılar Allah’ın emriyle yere indiler, Yeryüzü ormanlık, otla kaplıydı Yırtıcı hayvanlı, canavarlıydı, Yüksek bir mağarayı mesken tuttular Zahmetli bir yaşam, hayat kurdular,
Adem ava çıkar meyve toplardı, Havva’da eşine yardım yapardı, Havva hamileydi ikiz doğurdu Oğlanın adı da Kabil koyuldu, Dünyada ilk yuva böyle kuruldu Bu mutlu yuvada bir sevinç doğdu, Havva çocuğuna evde bakardı Adem tek başına işe çıkardı,
Bir yıl sonra yine ikiz doğurdu Bu çocuğun adı Habil koyuldu, Yıllar sonra çocukları çoğaldı Zahmetli yuvada mutluluk vardı, Zaman geçti Kabil, Habil büyüdü Kabil yaşlı, Habil daha güçlüydü, Habil sevgi dolu merhametiydi Kabil kıskanç biri, katı kalpliydi,
Adem ziraat işini Kabil’e verdi Toprak duygusuzdu, sertlik isterdi, Çobanlık işini Habil’e verdi Canlılara kalpten şefkat ederdi, Sabahtan çıkardı herkes işine Birlikte düştüler rızkın peşine, Kabil eve meyve ile dönerdi Habil koyunlardan süt getirirdi, Adem avladığı kuşu temizler Havva yemek yapar birlikte yerler, Emek karşılığı yemekler tatlı Huzur içindedir aile mutlu,
Allah’ın ihsanı yiyecek dolu Elbet olmalıydı şükrün bir yolu, Kabil’le Habil’e şunları dedi: "Bize bu nimeti Allah’ım verdi, Yetiştirip, büyüttüğünüz maldan Rızasını isteyiniz Allah’tan, Ekip biçme bilmez yaratıklara Zekat olsun biraz koyun dağlara,"
Habil memnun oldu bunu duyunca Yaptı görevini dağa çıkınca, Kesti güzel kuzulardan birini Gösterdi Allah’a tüm sevgisini, Kabil düşünüyor niçin vereyim? Kendi kazancımdan heder edeyim, Çürüğünden meyveleri ayırdı Zekat için alıp dağa çıkardı, Böylece kazançtan zekat verdiler Eve gelip şükür yaptık dediler
Ertesi gün Adem’le dağa çıktılar Zekatın konduğu yere vardılar, Baktılar Habil’in zekatı gitmiş Allah hediyeyi tüm kabul etmiş Habil elin açıp hakka yalvardı Gönlünde şek yoktu, imanı tamdı, Kabil’in meyveler hepsi dururdu Baktıkça Kabil’in kini kudurdu, Öfkelendi babasına bağırdı “Dua etsen Allah bunu alırdı” “Habil’e dua ettin onu ayırdın, Beni sevmiyorsun ondan kayırdın” Adem dedi “Habil dürüst davrandı Doğru bir kalp ile huzura vardı, Kurban ettiği kuzu en sevdiğiydi Sürünün başıydı, hem semiziydi, Senin niyetinse iyi değildi Seçtiğin hediye çürükleriydi, Unutma ki, Allah verir her malı Verilen şükrane iyi olmalı”
Birlikte dönerek eve geldiler Yemek yiyip yataklara girdiler, Kabil’in gözünde hiç uyku yoktu Şeytan bu durumu görünce koştu, Dedi ki, “babanız Habil’i sever Bu yüzden ki sana vermiyor değer Habil’i mutlaka öldürmelisin O zaman işte sen çok sevilirsin, Bu düşüncelerle sabahı etti Şeytana uymuştu, öldürecekti,
Sabah oldu Habil koyun güdüyor Kabil gizli gizli onu izliyor, Büyük bir taş aldı yerden fırlattı Habil’in başına hız ile çarptı, Yeryüzü ilk defa kana boyandı İşte bir maktulle bir katil vardı,
Kabil’in önünde Habil yatıyor Al kanlar içinde kanlar akıyor, Sarıldı Habil’e kardeşim benim, N’olaydı vurmadan kırılsa elim, Nedamet hisleri gelmişti başa Diyordu ki, “nasıl kıydım kardeşe” Bağırdı kardeşine, “Habil! Habil!” Sanki seslenir ağaçlar, “Katil! Katil!” Kulak verdi kuşları da dinledi Sanki öterlerken “katil”derlerdi Korku içerisinde ayağa kalktı Titreye titreye etrafa baktı,
Yüklendi kardeşini sırtına aldı Götürmeye can mı, derman mı vardı, Düştü kalktı, tekrar aldı sırtına Çaresizdi bir şey gelmez aklına, Gün boyu kırlarda dolandı durdu Dermanı kesildi yere oturdu,
Baktı ki, ilerde bir karga durur Gagasını devamlı toprağa vurur, Ayağıyla toprakları deşiyor Dikkat etti bir çukurcuk eşiyor, Ölmüş bir kargayı çukura attı Üzerini topraklarla kapattı,
Kabil gördü bunu acizim dedi Ben insan mıyım ki, kuş akıl verdi, Yerinden doğruldu bir çukur açtı Gömdü Habil’ciği oradan kaçtı,
Adem bekler idi evde bunları Anne kardeş gözetliyor yolları, Baktı ki, gelen yok çıktı aradı Her günkü yerleri bir bir taradı, Gördü ki yerlerde kan izleri var Cız etti yüreği ateşler yanar,
Merhametli oğlum Habil’im benim Kardeşi elinden canın verenim, Ağlıyor babası Habil ölmüştü Yürüdü Kabil’in peşine düştü, Kabil kaçtı O, arkadan seslendi Baba feryadından yer gök inledi, “Kabil! Kabil! Kardeşine ne yaptın? İnşallah kararır seninde bahtın, Kalbinde merhamet, şefkat yok senin Öz kardeş kanına battı ellerin, Kim ki, katil olur, kanlı elleri Kabil gibi cehennemdir yerleri, Bağrına taş basıp evine geldi Sabretti Allah’a Hakka yöneldi, Ya Rabbi! Bizleri merhametli et Yarın mahşer günü sen mağfiret et,
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
HABİL ile KABİL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HABİL ile KABİL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
“Kabil! Kabil! Kardeşine ne yaptın? İnşallah kararır seninde bahtın, Kalbinde merhamet, şefkat yok senin Öz kardeş kanına battı ellerin, Kim ki, katil olur, kanlı elleri Kabil gibi cehennemdir yerleri, Bağrına taş basıp evine geldi Sabretti Allah’a Hakka yöneldi, Ya Rabbi! Bizleri merhametli et Yarın mahşer günü sen mağfiret et,
bir babanın ilk yaratılan insan ilk peygamber bile olsa çektiği evlat acısını görüyor musunuz? bir de en kötüsü katili de diğer oğlu. Aslında bir menkıbe olarak yazılmış. ama her değişik bölümde bir çok ibret alınası ders var. seçtiğim son bölümden alıncak ders mi, Rabbim ilk peygamberine bile bunca büyük acıyı çektiriyorsa bizim halimizden şikayet etmeye ne hakkımız vardır acaba bunca günahla? dersimi aldım, uyar mıyım bilemem ama bir şekilde akılda kalacak elbette. gerektiği zaman hatırlatacaktır yaptığımız yanlışı. saygılar sayın şairimiz.
İnşallah kararır seninde bahtın,
Kalbinde merhamet, şefkat yok senin
Öz kardeş kanına battı ellerin,
Kim ki, katil olur, kanlı elleri
Kabil gibi cehennemdir yerleri,
Bağrına taş basıp evine geldi
Sabretti Allah’a Hakka yöneldi,
Ya Rabbi! Bizleri merhametli et
Yarın mahşer günü sen mağfiret et,
bir babanın ilk yaratılan insan ilk peygamber bile olsa çektiği evlat acısını görüyor musunuz? bir de en kötüsü katili de diğer oğlu. Aslında bir menkıbe olarak yazılmış. ama her değişik bölümde bir çok ibret alınası ders var. seçtiğim son bölümden alıncak ders mi, Rabbim ilk peygamberine bile bunca büyük acıyı çektiriyorsa bizim halimizden şikayet etmeye ne hakkımız vardır acaba bunca günahla? dersimi aldım, uyar mıyım bilemem ama bir şekilde akılda kalacak elbette. gerektiği zaman hatırlatacaktır yaptığımız yanlışı. saygılar sayın şairimiz.