Ey Şehir...
*******************Sen kendini avut dur özlenen dermân biter
*******************Saati vuslata kur gün gelir zaman biter Açtığın renkli kapıdan gururla (!) giriyorum içeri Salyalar koşarken mâviyi unutan caddelerinde Hem sarhoş hem uykusuz yorgunluklar akıyor geceye Ağıtlar yakılıyor derbeder kulislerde Yalnızlık kundağına sarılıyor bebekler Mermiler yağdırıyor kanlı döşekler Şimdi bestelediğin masalımı dinliyor Duman duman ufku kaplayan gölgem Hüzün kokan sigaralar değiyor dudaklarıma İçimde vahşî telâşlara gebe bir özlem Söyle ey nûrlu sokaklarını zehirleyen şehir Gemileri yakıp dört nala nereye “gidem” Zâten utanıyorum kral sofralarında (!) bulunmaktan Utanıyorum sıradağlara sırtımı yaslamaktan (!) Yumrukla iliklerimi emen esrârlı virüsleri Kendine gelsin vurgunluğumu taşıyacak balon Gülle sümbülle aşıla özünü kaybeden kaktüsleri Sularına kavuşsun rûhu daralan kanyon Ey titreyen yüreğimi âteşlere atan şehir Neyransı ölümüm bir gün seni de eritir / bitirir (Şubat/2012) Dursun Tiftik |
Selamlarımla Osman AKSOY