HavanYaza kara yazmayın dediğim günlerdi o zaman, Hani ağustos böceklerinin saz çalıp şarkı söylediği… Kuşlar konamazken kurşun ağırlanan dallarda Kan sızarken dere yataklarından bir de Ah o ağustos sıcağı, o koca şairin çıkmazı! Gece nasıl aydınlanırsa, öyle karardı günüm Bir çatışmadan nasıl sağ çıkılır, ben orda öldüm! Havan toplarının sesiyle irkilirken dağlarda kurtlar Annemin havanda dövdüğü kahve çekirdeklerini anımsadım, ‘’Tın, tın, tın, çınnnn’’ diye çınladı o ses kulaklarımı sağır, İnsanlığımı sırtıma ağır etmeden… Sonra yaz bitti Annem kulağımdaki bütün havan seslerini aldı ve gitti… 03.02.2012; Yüksekova |