UYANINCA ÇOCUK OLMAK
Siz ne iyisiniz, ben sizi bir şeylere benzetiyorum
Bilmem bir testi, bir bakır sahan kolay mı sizinle Çok rahat bir gökyüzü mü var sizinle Güneş bir pazartesi olarak mı duruyor burnunuzda Yoksa bükülmüş bir nehir gibi mi küpelerinizde Siz küçük adıyla mı çağırırsınız sessizliği Öyle mi, ya kim uyandırır sizde Bu sevişme dalgalarını, aşk seslerini Bak’ları, duy’ları, okşa’ları, evet’leri Hele bu elleri, ayakları bu Gözleri gözleri. Gidip bir bardak su içiyorum. Ağzım benim! Su böyle neye benziyor, çok çocuklu bir bahçeye değil mi Bakmayla içersek gözlerimiz de bir şeye benziyor Senin gözlerin, bizim gözlerimiz, onun gözleri Her zaman söylüyorum kuyumcular için imzalı yazı gerekmez Ama hiç gerekmez öyle değil mi? Armut ağacı! İyi sabahlar! Sana bakınca yüzüm değişti Bütün gün çalışıyorum en kötü iş yerlerinde Yorulup bunalınca hep o sana bakmayı deniyorum Birden çarşıyı gösteriyor dallarının inceliği Hem niye saklamalk, çarşıyı gösteriyor işte Bak! Şakur şukur şapka satın alan birisi Yusyuvarlak bir kişilik deniyor Pis adam - ne kötü dünya - öyle mi değil mi? Siz yok mu, sizin her yeriniz şaşırıp kalmaya istekli Bir bakın, uyanıp kalkınca çocuk olmalarım var benim Şu da var: bir sokak en açılmış pencereler dalıyor Dalıyor da söz mü, yatağa uzatıyor otomobillerini Aşk duyan bir kadını Onun kişiliği olan memelerini Gözlerim! Hey sokak! Geri getiriyor gözlerimi Kimi zaman da bir cam kırılıyor şangur şungur Diyorum böylesi gürültüler şiir için gerekli Öyle mi değil mi? Bizim o duvarlık tabaklar durmadan uzağa götürüyor evimizi Daha aldığım gün bildim maydanoz olacak üstündekileri Maydonoz olacak, maydanoz olacak, maydanoz olacak İyi ama, niye sevmeli her önüne geleni Herkesin, herkese, herkesi Daha dün yepyeni bir son koydumdu şiire Aldı, yepyeni bir kalabalığı getirdi Ama iyi yaptım öyle mi değil mi? |