zehraçıktı yatağından usulca zehra aldı okul çantasını sobanın yanından içinde umutları yürüdü parmak uçlarıyla kapıya üzerinde incecik bir gecelik aymamıştı gün henüz uykudaydı karın altında toprak bile akşamı düşündü sessizce adımlarken okulun yolunu eve gelen murtaza amcaları anasının yüzündeki korkulu telaşı babasının "hadi bize kahve yap" deyişini ve gittikten sonra misafirleri tok sesiyle babasının “okula gitmek yok artık” dediğini sabaha okul çantasının sobada yanacağını kırk bin kaymeyle neler alacaklarını anasının, gözlerinin içine bakıp döktüğü gözyaşlarını getirdi aklına adım adım nihayet varınca okula girip bahçeye oturdu duvarın kenarındaki bir taşın üzerinde beklemeye koyuldu ayşe öğretmen gelsin diye o belki bulurdu buna bir çare beklerken üşüdü üşüdükçe çekip çantasını kendine sarıldı çocuk kokulu düşlerine sonra devrildi göz kapakları yavaş yavaş ve bırakıverdi kendini uykunun eşsiz koynuna sabah gün tene değince öttü horozlar ve uyandı herkes devam etti zehra bitmeyen uykusuna koynunda düşleri atilla güler |
ve ölüm uykusunda değdi düşlerine elleriyle
"coğrafya kaderdir" ne yazık ki
Sevgiyle şair