Kalbimin En Doğusunda
Aşkın kanununu tahsil etmiştim kalbimin en doğusunda
içimde yağmur duasına çıkmış birkaç köy Birkaç köy sular altında Kalbimin doğusu, her resme güneş çizen bir çocuktu. Gam yükünün kervanları yürürdü dudaklarımda Kavruk ve çatlaktı dudaklarımın toprakları Ölümün ötesinde bir köy vardı Orda, uzakta, kalbimin en doğusunda Şimdi bana yalnızca Dertli türkülere duyduğum karşılıksız aşk kaldı Güzel beyaz bir tay doğururdu her sene hafızam Yorgundu oysa Durmadan, durmadan hatırlamaya koşmaktan. Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. Okyanusları mavi olmayan. Benim için hayat, Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı. Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela. Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda. Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara Bir gül parasına satardı. Oğlan kıza bir gül alsa Bilirdim odur en kırmızı zaman. Adına aşk diyorlardı Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı. Kim bir şairi kırsa Şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela Bilirim kim dokunsa şiire Eline bir kıymık saplanacak. Bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman Yorgunum oysa Durmadan kendime bir tunç ayak aramaktan. Aşkın kanununu tahsil etmiştim kalbimin en doğusunda Boş salıncaklar gibi gıcırdayarak konuştum karanlıkla Kediler gibi mırıldanarak. Alkolden bir denize bıraktım kalbimi Kırmızı bir sandal gibi Arka sokaklarda sarhoş konuştum karanlıkla Avuçlarımla konuştum Allah büyüktür diyen insanlar gibi. Kedi dili bisküvilerinin bir pastayla konuşması gibi Yumuşak ve kremalı konuştum onunla. Boynumda leylaklar açardı baharda Mor ve pembe konuştum karanlıkla Gece açılıp gündüz kapanan bir parantezdim Sözler vardı içimde işe yaramayan Sözlerle konuştum karanlıkla... Önce söz yoktu kalbimin en doğusunda Sözler... Bir yağlı urgandı acıyı boğmaya yarayan |