İŞTE TAM BU SAATLERİNDE
İşte tam bu saatlerde bir yara gibidir su
Yeni deşilmiş uçlarına sokakların, küçük uçlarında. Senin o güneş sarnıcı gözlerin Ölüm yası içindeki bir evde Olmaması gereken birşey gibi,kırılan bir ayna gibi. Bu saatlerde. Çarmıhını yanından eksik etmeyen bir İsa gibi Merdiven taşıyan bir adam görüyoruz Bu adamı ne kadar çok seviyorum, bu kuşu ne kadar Sen ne seviyorsun sen zaten sevince Alnınla ayıklarsın yeryüzünü, Çardaklar binaların ağızlarında Aşar gider kendi sınırlarını Köpekler gizli bir dağı havlar. Bunlar iyidir diyorum bunlar senden haberli, Yoksa nerden bilecekler Korbon sınırlarında yaşayan balıklar Kovadan sızan hiçret gününü, Peygamberin parmaklarına asıp paltolarını Nasıl girecekler tanrıevine Mucizesever müslümanlar, Ve On Binlerin Dönüşü sırasında Grek keçilerinin çiftleştiği Dağ yolları neyle donacak? Yine de sevişirken Kullandığımız her kelime Hırsızın devirdiği eşya. Minibüsleri morarmış sokaklar Buğdayın parayla değişildiği Paranın ekmekle değişildiği Ekmeğin tütünle değişildiği Tütünün acıyla değişildiği Ve artık hiçbirşeyle değişilmediği acının. O sokaklarda. Saatler yağmuru gösteriyor, Bugün bu küçük salı günü Herşeyi eksik İstanbul’un, tepedekilerden başka Yalnız Galata Galata Gecenin bodrumlarında beslediği O tükenmez paslanmaz tutkusu Bir ağız mızıkası halinde Denize yediriyor yavaş yavaş |