Tımar edilen at, Şimdi ben ihtiyar
Belli ki yaşanılmışlığın izi
Güneş şuracıktan doğar Öpüşür gül, gülden konaklar Kalmamış kimse, Yalnız Taştan oymalar taştan yapılar Çim tutmuş sağ yanakları Nerden cıktı bu kuzey, kuzey rüzgârı Ben üşüyorum Yanma kadın Yanma banA Ölüm şuracıkta yakın. Bu patikalar dün benim yolum Ağrıyan yanım Delicesine kabuk bağlamış özlemim Memleket denince dokunur bir şeyler bana Hey vakit ihtiyar bir an Pür kokusuna dayan yüreğim. Ah o sevgili Hangi dağın yamacında bir ceylan Tımar edilen at, Şimdi ben ihtiyar Sen acımasız, sen vakitsiz Şimdi burnumda memleketim tüter. . |