BİLESİNBelleğimde adının yankısında uçuşan kelimeler durur kıyılarına yabancı bir gemi yanaşır her dem kavgasında hayatın asil duruşlar adını kazır bilesin arkadaş bellek de belleğini yitirir bu sus pus zamanların lâl kesilmiş dirayetinde … Evet bilesin arkadaş bellek de belleğini yitirir bu sus pus zamanların lâl kesilmiş dirayetlerinde çünkü hayatın kavgası hiç adil değil çoğul kalabalıkların ortasında çıplak yalnızlıklar var … Vurdun mu sırtına alırsın elinden mazlumun ekmeğini kenar mahallelerde çoğalan fakir çocukluklar kimsesiz bırakılmış ana babalar, çocuklar hayatın kahır kuşatmaları ve dostluğun verdiği ağır sorumluluklar var … Ve yine bilesin arkadaş bellek de belleğini yitirir bu sus pus zamanların lâl kesilmiş dirayetlerinde çünküsü yoktur arkadaş … Terk edilmişliklerin verdiği acılar kaldırımlarda diz boyu dilenen canların acıları kendini kaybedişler üç beş kuruşa kendini satan hayat kadınları … Bir tarafta duble yalılarda eksiksiz büyüyen hayatlar bir tarafta itten aç sokak çocukları çığlık susmalar ve daha binlercesi … Sen getir üstünü arkadaş ben susuyorum utandım ve yoruldum gayrı … |