ALAZ
Hüznün kızıl yaprakları düştü zamana
Aktı canlar yangınlardan o kızıllığa Karardı coşkular söndü umutlar Döndü ağır ağır umutsuzluğa Sesler koparıp kanayan şarkılarımdan Göçüp giden kuşlar gitti uzağa Kurumuş dallara takılmış bir uçurtma Düşürür çocuk sevdalarımı tuzağa Sustu solgun bir gül gibi akşam Savaşları soygunları bırakıp küstü çağa Bilmem hangi eller hangi kadehler Kalkar bir uzun sükût gibi yalnızlığa |