GÖR BENİ
Benim tarifim yoktur kelamda
Yazılan ne varsa eksiktir kalemde Duyulmuşsa tarifim yalan yanlış dillerde Koca bir yalandır söylenen Yaşamayan bilemez beni, yaşayan anlatamaz Coşkun bir sukuttur adımdan ötesi… Kördüğüm olunca diller, lal olunca birden En derin bakışlarda gör beni En tatlı en acı duyguyum ben Gözleri kör eden bir garip uykuyum ben Uğruma kul köle olur sultanlar Bendendir Yavuz iken Zebun olmalar Esrarlı bakışların esrarı bende Her yerde ben varım Mecnun ol, Ceylanların gözlerinde gör beni Yüz yüze bakarken, hasret duyduğun Vuslatın yetmediği yerdeyim ben Bir nefes kadar yakınına Yıldızlar kadar uzak olusun, benden Gözün görmediğine muhabbetin Sınır tanımaz hislerin körlüğü benden Yar yoluna çöllere revan olup da Gözün görmediği, gönüllere düşünce Veysel’in yıktığı, mesafelerde gör beni Bazen saygı, bazen sevgiyim Yükselmeyen revakların sebebi benim Eşsiz fikirlerin inceliği benden Tutkulu fikirlerin, zikrinde ben varım Bazen saygının da sevginin de ötesindeyim Dökülen ilk kanın sebebindeyim Çaresizliğin çare dilendiği… İmkânsızlığın imkân bulduğu yerdeyim ben Hani, delinmez denilen dağlar, delindiğinde Mumdan, gemiyle, ateş denizi geçildiğinde Efendinin köleye, köleliğinde gör beni Can canan’ın rengine bürünür bende Sadakat vefayla buluşur bende Aslı tutuşmazdı ben olmasaydım Kaç keremin yangınıyım ben Yemen çöllerinde kurşun yesem bir yanımdan İstanbul da kan sızar diğer yanımdan Çift bedende tek yüreğim ben Vefa ölüme beraber yürümekse Ölmeden toprağa giren Hoca Yesevi’de Öldüğün gün öldüğümde gör beni Belki de en iyi ölüm anlatır beni Bundandır en güzel türküyü, bir kurşunun söyleyeceği Bundandır mahşere kalmış vuslatlar Kurban diye kınalanır mıydı yiğitler Anaların kalbinde ben olmasaydım Kelle koltukta üç gün savaşır mıydı bir genç Bıyığında tarak olup durmasaydım Ne gemiler karadan yürürdü Ne de yedi düvel dize gelirdi Muhabbette candan öte dursaydım Her kara sevda, kara toprakta biterken Ben kara toprakta yeşerdim Beni anlayamaz derdime düşmeyen Bendendir hayatta defalarca ölmek Ölümü öldürüp ölümsüzlüğe ermek benden Cevapsız soruların cevabı bende Dipsiz kelamların, deryasında ben varım Canlar ölmez diyen Yunus’larda Dilden dile destanlarda gör beni Bazen sır olurum kalp taşıyamaz yükümü Haykırmak ister canlar bu tarifsiz öyküyü Her yürek taşıyamaz, yüküm ağırdır benim Kördür, sağırdır hamalım benim Her dilde aynı olsa da şarkım Herkes efkârınca söyler beni Kimi Leyla’ da kimi Mevla’ da bulur beni Karun’a üç dirhem, Ferhat’ a Şirin’im ben Dumansız ateşim, düşeni yakarım ben Satırlara sayfalara gölgem düşer Kitaplarda arama beni Mecnunun Leyla ya meylinde Pervanenin ateşle derdinde gör beni Bazen çaresizlik bağlar dilimi Tutuklu kalırım tutunduğum dallarda Bin lisanım olsa, anlatamam derdimi Tarifim dökülür, sessiz gözyaşlarında Gözlerim damla damla nutuk çekerken Çaresizlik girdabında, sükûnet hitap eder Ben her zerremle lal olmuş susarken Suskunluğum bir fırtınayı bekler Dillerim sussa da, efkârım haykırırken Elimin değdiği tercüman olur bana Bir bağlamanın tınında, neyin iniltisinde Halıların nakışın da söylenir Taş duvarlarda dile gelirim Var Niğde’ye taç kapılarda Mihrimah’ın endamında gör beni Efkârlı düşlerin can acıtan özlemlerin Yılların köreltemediği hislerin Bir ömür bekleyişlerin umuduyum ben Kaç kanayan yaranın kanlı bıçağı Asırlık hasretlerin acısıyım ben Tarifsiz çileleri anlatsa da adım Üç günlük hayatın anlamıyım ben Yanık türkülerin ilhamı benden En derin bestelerin arkasında ben varım Suyun kar etmediği yangınlarda Dile gelmez duyguların, üç noktasında gör beni… ALİ TÜRKMEN (KÜTAHYA) |
Üç günlük hayatın anlamıyım ben
Yanık türkülerin ilhamı benden
En derin bestelerin arkasında ben varım
Suyun kar etmediği yangınlarda
Dile gelmez duyguların, üç noktasında gör beni…
Güzel şiirinizi kutluyorum.