Ölüm Olup Doğarım
Su olsam ateşten ağırım
Ateş olsam taş gibi sağırım Katilin elinde kan misali Bulaştığım yerden ölüm olup doğarım Yağmur olsam toprağa yağarım Deniz olurum toprağı boğarım Sarhoşun elinde içki misali Döküldüğüm yerden ölüm olup doğarım Bir cam kadar kırılganım Kırılsam bir bileği doğrarım Kırılmasam içim zehirle dolu Tutulduğum elden ölüm olup doğarım Kelebek kadar ürkek biriyim Eline alsan öleceğim Teselli bulmayan dertler gibiyim Takıldığım kalpten ölüm olup doğarım Ben ki; düşler yurdunda kayıp bir bilinç Meydan dayağında edilince linç Yüreğimden silindiği vakit sevinç Kovulduğum düşten ölüm olup doğarım Ressam olsam gecemi çizer miyim? Şair olsam kendimi yazar mıyım? Ecel olsam sevgiye mezar mıyım? Sorulduğum yerden ölüm olup doğarım Aşık olsam ihanete maruzum Daha konuşmadan son buldu sözüm Nefret ile karardığı vakit yüzüm Vurulduğum yerden ölüm olup doğarım Sitemim var yüreğimde ahım var Elimde ’kin’ denen bir silahım var Arkamda bıraktığım binlerce günahım var Bıraktığım yerden ölüm olup doğarım. |