yandığında öfkem deli sayfalardabileylenmiş hançerlerin keskin ucunda hırlayan saatler üç yüz bilmem kaçıncı şarkı bu sen geleceksin diye rollerini unutmuş oyuncuların repliğinde kaybolan sözler vurulmuş içimde ütülenmiş kırışıkların açılmayan kırışığında saklı deli doluluğu aşkın olmuyor hiç duvara kazınmış gidişlerin dönüşü dibe çekti dalgalar umutsuz çırpınışlarını ümidin mavisiz denizlerde gümüş grisi bir sıkıntıdır vuslatı bekleyişlerim üreyen sessizliğin gürültüsü sağır ediyor kulakları damarımda dolanıyor yalanlar ötelerde içtiğin kırmızı şarapların kekremsi tadında dilsizliğimin dillenişi fundalıklarda yaralanmış bir öfke solurken isyanlarım bini bir para ediyor dilimde pelesenk sövgülerin parlayınca alevler koparıyor esaret zincirlerini mahkum bağrında kabarmış yalnızlığı ve griden kora dönüyor sönmeye yüz tutan ateş ölüm bile korkar oluyor şerrinden serkeş şiirlerin zıvanadan çıkıyor yürekte sabırsız sevda haykırıyor çığlığını kurtulup da paramparça deli gömleğinden ve masal saatlerinde uyutulan çocuk büyüyor günbegün ırak bütün gözlerden vuruyor kırbacını sırtına düşlerinin silyor ardından her birini kimsesiz eski öykülerin yeniden yazılıyor destan yanıyor kızıl sayfalar alev alev atilla güler |