YAĞMUR YÜREKLİM...
Baktıkça büyüsünü görürsün hayatın
geçip gitmeyecek çağlayandır o Söz,iz dinlemeyen esen yele döndürür duygularını Ellerin varlığını anlatıyordular,ürkektiler dokunulmayı bekliyordular yüreğe,duygulara. Yangın yeriydi bakışların,özleneni çağrıştıran. Oysa bakınca derinliğini anlatıyordu her biri, biri acıyı,diğeri aşkı,dokunuyordun gözlerinle yalnızlığıma.. İz bırakacağın belli... senden gelenlerle benden sana akıp duranlar , bu derin izi yaraya dönüştürecek... Nedir giderek kanayan, önce yaraya sonrada sonsuz acıya dönüşen... Özlenensin. Sesinle,ruhunla,bakışlarınla. Sözlerime dön ve bak ,iç güdünle bak. Savrulmadan,soluksuz kalmadan dinle. Sözlerine dön o soluk alma an’larında. Hayatın anlamının sözlerle sırlı olduğuna bak. Sonra sesimi sesinin yanına koymayı dene... Bakınca göremiyor insan. Görebilmek için tutkuyla dolmak gerek. Anlamak,tanımak ,sevebilmek için. İçinin savrulmalarını,arayışlarını,acını,sevincini, özlemini,bekleyişini,arzularını görüyorum o an.. Derin ırmaklar gibisin, kendine baktırdığın an’larda. Özledikçe gidilen değil, ulaştıkça daha bir özlenensin.. Zaman terstir,inattır. Zaman kavuştuğun an özgür bırakılmış bir at gibi koşar... Zaman durmuş,sen orta yerinde hayatın, içimdeki özleyişin sesini dinledim gözlerine bakarak aldın beni içine. Belkide hayatın anlamı orada saklı, seninle ulaştığım kıyılarda,sese ses oluyorum Sesine ulaşmak istedim. Sustum,acı içinde öylecene sustum. Şimdi sesin ötede,bakışların, sıcaklığın... Bir başka gökyüzüne kanatlanmışsın... Uzaklaştıkça yakınımda oluyorsun. Saklandıkça ele veriyorsun kendini . Biliyorum yaşayamadıklarınla baş başa kalınca, acıyla savruluyorsun... Kollarını bin yıllık özlemle açtın sarıldın. Sonra ittin,istediğim bu değildi dercesine... Avutuyordun kendini, an’lık mutluluğunu yaşıyordun savrularak geldiğinin kollarında, sandın ki sevgiyle bakanı avutmak yaşamın kuralı ama bu,aldatıcı bakışın gerçeğiydi, senin kaçınılmaz yanın belkide... Yoktun sen ,ne orada ne burda. Bir avunuştu yaşadığın,hep kendinden kaçıyordun. Kendini bulacağını sanarak vardığın yerlerde . Bizi aynı kıyıya getiren acılarımız, savruluşlarımızdı. Avunuş değil bunlar ,seni andıkça sevinci ,bir de hüznü görüyorum,sonrası yok. Ötesi nedir diye sorma ,tüketmeden ,anlam katarak yaşamak en güzeli. Sen artık sen değilsin bende,içimde sana biçim vereli , bana ait birisin asla unutamayacağım. Savrulmadan,tükenmeden gel. Dokunsan yanacağımı sandım.Sustum. Sorgulamadım,bir birimize bakarken dile getiremediğimiz ne çok şey vardı. Sessizliğin seni anlatır bana, varlığınla ses olursun içime. Duygularının diliydi gözlerin,dindiren,avutan,savuran.. İlk bakışla ,sözlerle yüreğe dokunuş. Seni bir ömür boyu ruhumda taşıyacağımı düşünmedim sana doğru yürürken. Adımlarken sana doğru , bilemeyeceğim de sende ne anlam taşıdığımı. Yalnızca güvenmek istedim... Ötesini sormak gereksiz... Sensiz yaralıyım yağmur yüreklim... Dağçiçeği... |
selamlar...