ESKİTME YÜZLERgözlerinin yokuşuna vururdu çaresizlik uzun uzun düşünürdün dalarken enginlere belki de bir akşamüstüydü son gülüşün unuttun çoktan tek başına uyurdun yerlerde banklarda duvar diplerinde bir keresinde cami avlusunda sırdaşın sokak kedileriydi bazen paylaşamazdınız balıkçı barınağının gölgesini kıyaslama yapardın hep içinden hayvanlar mı insanlar mı... anlamak insanları aklının mihenk taşlarını bir bir yerinden oynatmaktı tek varlığın babandan kalan ucu kırık piponun amorti hediyesi solgun benzinde sararmış bıyıkların yegâne dostunsa gölgendi güneşli günlerde kavaklar gibi uzar giderdi yanında yedi dağın bulutuydu kirpiklerin usul usul örterdi şehrin kalabalığını üstündeki paçavraları yıkardı ay ışığı yüzünde ince ince... incecik yollar kesişirdi dudağının kıvrımlarındaysa tuz birikintisi çoktan "ununu elemiş eleğini duvara asmıştın" yıllar öncesi beklentilerini şehrin mezarlığına terk-i diyar etmiştin amaçsız hayalsiz de yaşanmazdı ölümü beklemekse hep baharı özlemek gibiydi kimseyi sevemezdin hoş öyle bir alternatifinde yoktu varlığına ya yok gibi davranılır ya da tiksintiyle... acımayla...hep ortaya karışık bir bakış atılırdı sessiz çatırdılarda yıkılırdı gönlünün surları yine de insanlara biraz mahçup birazda gülümsemeyle bakar ruhunun zenginliğinden kocaman bir pay atardın da anlamazdı ruhsuzlar... kim bilir dar sokaklar ne kadar ürkütürdü sırça yüreğini yalnızlık nasıl bir mengenede sıkardı boğazını keşke dilleri olsaydı kaldırımların sokak lambalarının yıldızların... bir kez rüyanda babanı görmüştün nasırlı avuçlarında yaban mersini "yaşamak seninde hakkın" demişti biraz ahlı biraz kahırlı bakmıştı ölgün yüzüne... uyandığında yağmurda yıkanmış ıslak çiğdemlere benziyordu mahmur gözlerin hâlâ her aklına düştüğünde kalbin fırlardı yerinden isyan etmek kime? neye? niçin? yalnızlığına mı yenilgilerine mi... kimliksiz bir romanın baş kahramanı olmak ah! hangi aklın eseriydi bir bilebilseydin... her şeye rağmen hayat güzeldi belki eskitme yüzüne sefil rüzgâr kardan yumuşak bir örtü örtmeseydi... ayşe uçar 17 /01/ 2012 |
usul usul örterdi şehrin kalabalığını
üstündeki paçavraları yıkardı ay ışığı
yüzünde ince ince... incecik yollar kesişirdi
dudağının kıvrımlarındaysa tuz birikintisi
===============================================================
TEK KELİMEYLE...SÜPER
YİNE MUHTEŞEM DİZELER SÜZÜLMÜŞ YÜREĞİNİZDEN...
TEBRİKLER....