)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-330-)(-)(-)(
....................................................................................
************* Ahu Gözlüm ************* Ahu gözlüm tut elimden, Vazgeçmeden emelimden, Aşkın beni temelimden, Yıkmadan gel, yakmadan gel. Derde salmadan başımı, Noksan etmeden işimi, Damla damla gözyaşımı, Dökmeden gel, akmadan gel. Göz değmeden yapımıza, Yıkılmadan tapımıza, Kara deve kapımıza, Çökmeden gel, ıkmadan gel. Kader bağlamadan zincir, Bağlar ise gönül incir, Felek ocağıma incir, Dikmeden gel, ekmeden gel. Bu ayrılık telimizi, Bulandırır selimizi, Hasret, gurbet belimizi, Bükmeden gel, bıkmadan gel. Feymânî’yim kaçma benden, Gönül usanmadı senden, Ecel tatlı canı tenden, Çekmeden gel, çıkmadan gel. *************** Aşık Feymani *************** 2 Mayıs 1942’de Kadirli’nin Azaplı köyünde doğdu. Asıl adı Osman Taşkaya’dır. İlkokulu köyünde okudu. Yöredeki Karac’oğlan geleneği, türkülü halk hikayeleri ve başka aşıklardan etkilenerek küçük yaşlarda şiir yazmaya ve türkü söylemeye başladı. 1964’e kadar Osman, Çoban Osman mahlaslarını kullandı. 1964’te askerden geldikten sonra bir kış mevsiminde (yaklaşık Aralık 1964 ya da Ocak 1965) rüyasında, iki dağ arasında kuzeyden güneye doğru yürümekte olduğunu gördü. (Rüyada mevsim ilkbahar). Birden karşıdan bir ses geldi. Yeşil elbiseli bir adam kendisini Feymani diye çağırmaktaydı. Adamın elindeki gümüş rengi tastan içtiği sudan sonra içini bir huzur kaplayıp, rahatladı. Sabah olduğunda rüyada söylenen adı hatırlayamadı. 7-8 ay sonra (Temmuz ya da Ağustos 1965) tarlaya çalışmaya gitti. Çalıştıktan sonra ağabeyiyle birlikte dere kenarında yatıp uyudu. Rüyada yine aynı adam, Feymani diye seslendi. Sonra Kadirli yönünü gösterip, o tarafa gitmesini söylediğinde uyandı Feymani. O günden sonra bu mahlası kullanmaya başladı. Feymani sözcüğünün doğruluk, hakka yönelmek olduğu düşündü uzun süre. Ancak sonraki yıllarda tevfik (kurtuluş) ve hidayete ulaşma (doğru yolu bulma) anlamına geldiğini öğrendi. (Yaklaşık 1988’de). Aşık Feymani, kendi deyimiyle, önceleri duygu ağırlıklı şimdiyse bilgi ağırlıklı söylemektedir. Şiirlerinde sevgiden tasavvufa birçok konuyu işleyen Aşık Feymani, şiirlerinin bir bölümü »Ahu Gözlüm« adlı kitapta topladı. Aşık Feymani’ye ilişkin Erman Artun tarafından yapılan ayrıntılı bir araştırma »Günümüzde Adana Aşıklık Geleneği (1966-1996) ve Aşık Feymani« adıyla yayımladı. KAYNAK:© BeKa Sitesi -------------------------------------------------------------------------------- )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-330-)(-)(-)( Nazlı sunam daha şafak Sökmeden gel çıkmadan gel Yaban eller gözlerine Bakmadan gel takmadan gel Tutmadan el tarafını Yok etmeden şerefini Deli gönül etrafını Yıkmadan gel yakmadan gel Yakalayıp aşkta demi Yol almadan gölde gemi Bu sevdanın derdi gamı Sıkmadan gel bıkmadan gel Çöl olmadan hayal düşü Eğdirmeden hilal kaşı Pınarından gözler yaşı Akmadan gel dökmeden gel Bu sevda ki sanki oyun Bazen bomba bazen mayın Senden gayrısına boyun Yıkmadan gel bükmeden gel Görünür mü dağın ardı Deli gönül neler gördü Aşk yüzünden bunca derdi Takmadan gel çekmeden gel Lüzumsuzum yalnız evde Acıları çekmez gövde Yüreğine yeni sevda Dikmeden gel ekmeden gel Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
O kadar içten ki.
Saygı ve selamlarımla