Dağların Türküsü
Sevmedim gurbeti hiç yüzüm gülmez
Sıla’nın kıymetini kimseler bilmez. Kaplamış heryanı göz gözü görmez Çekil duman erem, dağlara dağlara. Dostlarım dağıldı, sevenim yitti Beyhude bir ömür ne çabuk bitti, Adına gençlik denen servetim gitti Kalan postumu serem, dağlara dağlara. Gam dolu gönlüm, kanatlanıp uçar mı? Rastlarsam O’na benden kaçarmı? Kabul edip beni kucak açar mı? Varıpta bir sorem, dağlara dağlara. Ah! çeker yanarım, gülbenzim solar Rengarenk çiçekler aklımı çeler Koyunlar bağırır, kuzular meler Katıp önümede sürem, dağlara dağlara. Meydan nankörlerin haddini bilsin Er yiğit sillesi aklında kalsın, Bir ordu misali üstüme gelsin Hele sırtımı verem, dağlara dağlara. Aczimden kurtulur,senden güç alırım Sinemi açarda huzur bulurum Kalan ömrümle sana kul olurum Düşüp yoluna da vurem, dağlara dağlara. Yaban ellerinde garip kalırım Hasretine yanar koşar gelirim İçim ferahlarda nefes alırım Kurban olam yörem, dağlara dağlara. |
Ayaklardaki hece fazlası bilinçli konulmuşsa ona da diyeceğim yok elbet. Biliyorum ki bazı şiirlerin ayakları tamamen farklı yapıda olabiliyor. Sevgilerimle.