babam
Ölümün islak gözyaşlarıyla uğurlanırken sonsuzluğa
Yalnızlığın nedemek olduğunu o zaman anladı ruhum Bir ben birde doymak bilmeyen toprak... Küçük canlılara yuva bir beden, tutsak bir sen Kimler gitti de dönmedi ne var orda bilinmez Özledim onu gelsede giderim hiç birşey demeden Gelir gider insan ne zanediyor kalacakmı ebed El sallarken yolculara dur bak söylim Sensin belki yolcu olan indirmeden elin Başına değer kıymetsiz ama esir eden Kıvranırken kozadaki tırtır gibi El sallayıpta gider sevenler Kurtulmak imkansız emir var gökten Atomlar parçalanır toprak doya doya emer Bilseydim gideceğini senden önce giderdim Yoklardım en acımasız yolları Baba can sana benden sana can Sen gittin kaldı bana yarım can Keşke uğrasada bana gelsem Doya doya sarılıp uzunca yatsam |