Leş Kargaları
Asuman sürme çekmiş mi bakayım.
Gece yine içine çekmiş beni. İzmarit adam oldum. Leş kargaları niye peşimde? Uygun adım kaç! Labirentine gir sanrıların, biraz kaybol. Sonra biraz daha… İyice yitince doğrul. Bir nefesinden bir şey çıkmaz ölümün. Boğul! Ama dur bir dakika! Leş kargaları peşimde! Bak oturmuş yelkovan. Akrep yalnızca geçerken uğruyormuş. İçli hali ayan… Dur yelkovan, ağlama! Peşinden koşacak o, unutma! Sırtını sıvazlarken zamanın... O da ne! Leş kargaları peşimde! Bazen düşünüyorum da... Durun, bu kıta bayıldı! Reklâm girin hemen. İster misiniz leş kargalarını? Evet, yine onlar. Sanırım ölmedim ama. Leş kargaları peşimde! Kıblem elem oldukça... Sağ ayağım şarka, sol ayağım garba, aklım şimale, gönlüm cenuba. Yardan geldim, yaraya giderim. Azığım az, mürşidim Kays. Hiç aceleye gelmez! Keraheti gelmedi henüz, inim inim kopmanın, Leyli’nin ülfetinden. Neyse konuyu bağlayalım. Rüyamda düşmüşüm. Birkaç kertik ölmüşüm. Leş kargaları peşimde! Yamyam damgam göğsümdeymiş. Herkesin hiçliğini yiyormuşum. Katiyen asılsız kritize. Biliniz ki kalbim uçurtma benim, ruhumsa püskülleri. Ama bu başka şiirdi. Adet yerini bulsun. Kıta öksüz kalmasın. Leş kargaları peşimde! Bu bir mazi kazanı… Hadi anı pişirelim! En iyi tarifi mürşidim verdi. Şu mutlulukları ayıklayalım. Kırık yürekte, kendi huyunda, kırk fırın fiyaskoda pişer. Ama bunun kederi ufak kalmış. Dört elif miktarı uzatalım. Kapağını tam kapama! Kokusuyla ağlayalım. Sonra yersiz sırıtalım. Kaosun surlarına merdiven dayadık ya, Yüzümüze döktüğü kaynar zulmetçe fokurdayalım. İki rekât kıkırdayalım. Ciddiyete davet ediyorum kendimi! Atlatırsam geleceğim ama şu an... Leş kargaları peşimde! Hepsini boş verelim de, Bir şeyi fark ettiniz mi? Hâlâ yemediler beni. Şiirin sonu geldi işte. Ya son mısraya saklıyorlar beni, ya da, ya da... Leş kargaları rejimde! |
Asuman sürme çekmiş mi bakayım.
Gece yine içine çekmiş beni.
İzmarit adam oldum.
Leş kargaları niye peşimde?
Uygun adım kaç!
Labirentine gir sanrıların, biraz kaybol.
Sonra biraz daha�
İyice yitince doğrul.
Bir nefesinden bir şey çıkmaz ölümün.
Boğul!
Ama dur bir dakika!
Leş kargaları peşimde!
Bak oturmuş yelkovan.
Akrep yalnızca geçerken uğruyormuş.
İçli hali ayan�
Dur yelkovan, ağlama!
Peşinden koşacak o, unutma!
Sırtını sıvazlarken zamanın...
O da ne!
Leş kargaları peşimde!
Bazen düşünüyorum da...
Durun, bu kıta bayıldı!
Reklâm girin hemen.
İster misiniz leş kargalarını?
Evet, yine onlar.
Sanırım ölmedim ama.
Leş kargaları peşimde!
Kıblem elem oldukça...
Sağ ayağım şarka, sol ayağım garba, aklım şimale, gönlüm cenuba.
Yardan geldim, yaraya giderim.
Azığım az, mürşidim Kays.
Hiç aceleye gelmez!
Keraheti gelmedi henüz, inim inim kopmanın, Leyli�nin ülfetinden.
Neyse konuyu bağlayalım.
Rüyamda düşmüşüm.
Birkaç kertik ölmüşüm.
Leş kargaları peşimde!
Yamyam damgam göğsümdeymiş.
Herkesin hiçliğini yiyormuşum.
Katiyen asılsız kritize.
Biliniz ki kalbim uçurtma benim, ruhumsa püskülleri.
Ama bu başka şiirdi.
Adet yerini bulsun.
Kıta öksüz kalmasın.
Leş kargaları peşimde!
Bu bir mazi kazanı�
Hadi anı pişirelim!
En iyi tarifi mürşidim verdi.
Şu mutlulukları ayıklayalım.
Kırık yürekte, kendi huyunda, kırk fırın fiyaskoda pişer.
Ama bunun kederi ufak kalmış.
Dört elif miktarı uzatalım.
Kapağını tam kapama!
Kokusuyla ağlayalım.
Sonra yersiz sırıtalım.
Kaosun surlarına merdiven dayadık ya,
Yüzümüze döktüğü kaynar zulmetçe fokurdayalım.
İki rekât kıkırdayalım.
Ciddiyete davet ediyorum kendimi!
Atlatırsam geleceğim ama şu an...
Leş kargaları peşimde!
Hepsini boş verelim de,
Bir şeyi fark ettiniz mi?
Hâlâ yemediler beni.
Şiirin sonu geldi işte.
Ya son mısraya saklıyorlar beni, ya da, ya da...
Leş kargaları rejimde!
Dizelerinizi kutlarım.Yunus diyarından selamlar.