Nasıl anlayatayım, sensizliğin kahrını Kelimeyle mi yoksa, susarak mı, söyle Allak bullak etti AşK aklımın ayarını Akıbetim âşikâr, eğer yaşarsam böyle
Sevilmek istiyorum, koynunda bebek gibi Mesâfeler ,,durˮ diyor emekleyen ruhuma Karanlıkta yaşanmaz, kara köstebek gibi Bu gece bir kibrit çal elimdeki son muma!
Bir kıvılcımı yeter saman gibi yanmaya Hadi dudaklarına çal aşk denen kibriti! Tâ ezelden hazırım yanarak sınanmaya Yak şimdi bedenimde uyuyan can ifriti
Kalbimi yakan aşkın, bana kibrit-i ahmer Yandıkça değişiyor hem sîret hem sûretim Aşk sadece beşere gönderilmiş peygamber Ona ümmet olmaktır bâki cehd ü gayretim
Gel gidelim izinden bu gizli peygamberin Kalbinin etrafında tavaf edeyim her dem Dertli başıma taçtır ateşten her çemberin Elinle geçir şimdi aşk istiyormuş madem
Soner ÇAĞATAY (18:55) 1 Ocak 2011 / Wuppertal / Almanya
kibrit i ahmer: sözlük anlamı olarak kırmızı kibrit anlamına gelen, en değersiz eşyayı bile altın yapabildiği söylenmiş tılsımlı şey. mutassavıflara göre ise bu tanımın çok yüzeysel olduğu, aslında kibrit i ahmer’in kamil mürşid elinde pişmek çin yüz sürmüş ham bünyeyi pişirmeye yarayan ve altına çevirmenin bu manada olduğu iddia edilir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KİBRİT-İ AHMER şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KİBRİT-İ AHMER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Nasıl anlayatayım, sensizliğin kahrını Kelimeyle mi yoksa, susarak mı, söyle Allak bullak etti AşK aklımın ayarını Akıbetim âşikâr, eğer yaşarsam böyle
Sevilmek istiyorum, koynunda bebek gibi Mesâfeler ,,durˮ diyor emekleyen ruhuma Karanlıkta yaşanmaz, kara köstebek gibi Bu gece bir kibrit çal elimdeki son muma!
Bir kıvılcımı yeter saman gibi yanmaya Hadi dudaklarına çal aşk denen kibriti! Tâ ezelden hazırım yanarak sınanmaya Yak şimdi bedenimde uyuyan can ifriti
Kalbimi yakan aşkın, bana kibrit-i ahmer Yandıkça değişiyor hem sîret hem sûretim Aşk sadece beşere gönderilmiş peygamber Ona ümmet olmaktır bâki cehd ü gayretim
Gel gidelim izinden bu gizli peygamberin Kalbinin etrafında tavaf edeyim her dem Dertli başıma taçtır ateşten her çemberin Elinle geçir şimdi aşk istiyormuş madem
Soner ÇAĞATAY (18:55) 1 Ocak 2011 / Wuppertal / Almanya
Emek çekilerek yazılmış dizelerdi, şairini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
"Kibrît-i ahmer, bir iksîr ve mâdendir. Onunla hâlis altın yapılır. Kibrît-i ahmerden, işlenmiş altın mâdenine azıcık katıldığında, hâli üzere kalır. Aksi durumda, yani mâden işlenmemişse, değişime uğrar ve seneler sonra aslî hâlini kaybeder. Kibrît-i ahmerin Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz tarafından zikredildiğini, Hz. Ali (r.a.)’den rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte görüyoruz.
Orada Resûlüllah Efendimiz, ebdalleri vasfetmiş, onların sayı ve sıfatlarını bildirirken, sonunda “Onlar, ümmetin içinde, kibrît-i ahmerden daha kıymetlidirler” (Hılyetü’l-Evliyâ, 1/5-17) buyurmuştur. Hz. Ali (r.a.) demiştir ki, “Yeryüzünde kibrît-i ahmerden daha kıymetli hiçbir şey yoktur; ancak, kulun ömründen elinde kalan kısmı hâriç... Zira, o daha kıymetlidir. Ömrünün kalan kısmını ise, sadece bir peygamber, yahut bir sıddîk bilebilir.”
Değersiz sanılan ama aslında değerine paha biçilemeyen mi desek ? sevgiyi bu denli birleştirmek muhteşem ötesi hocam dünyada böyle bir sevgiyi hak eden bir kadın var mı? ben bu şiiri çok sevdim seslendirmede çok güzel olmuş