bal/kanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Boşka ve Admira Yugoslavya parçalanmadan önce Saraybosna’ da yaşayan iki genç. Admira Müslüman Boşka ise Sırp bir aileden. Ama ikisi de Saraybosnalı. Çocuklukları aynı mahallede geçer. Lise yıllarında bu iki genç birbirlerine aşık olup nişanlanırlar. 1992 yılının ilkbaharında Boşka ve Admira evlilik planları yaparken Bosna’da savaş başlar. Bu tarihten itibaren bu iki insanın hayatlarına anlam kazandıran birçok şey savaşın acımasız ellerinde bir bir yok olup gider. Önce Sırp ordusunun Bosna’yı talan edip masum ve savunmasız insanları toplama kamplarında katletmelerini seyrederler. Sonra birlikte büyüdükleri insanların birbirlerine düşman oluşuna oynadıkları sokakların yaşadıkları evlerin yıkılışına şahit olurlar. Bütün bu karmaşanın içinde Boşka ve Admira’nın sarılıp tutundukları iki şey vardır: birbirlerine olan sevgileri ve Saraybosna’ya tutkunlukları. Birçok Saraybosnalı gibi Boşka ve Admira da hazırlıksız ve savunmasız yakalanırlar Sırp kuşatmasına. Yine de şehri terketmezler. Bu arada Boşka’nın birçok arkadaşı Saraybosna’yı çevreleyen Sırp çetelerine katılırlar ve Boşka’nın da katılması için baskıda bulunurlar. Boşka her seferinde reddeder. Admira ile birlikte Saraybosna’da kalıp şehirdeki yaşlı ve düşkünlere yardım ederler. Onlar için yiyecek kuyruklarında beklerler. Kışın evlerine odun taşırlar. Kuşatma çemberi gün geçtikçe daha da daralır. Yaşam daha da zorlaşır. Bunun üzerine yaşadıkları yeri terkedip şehrin merkezine yerleşirler. Bu arada Boşka’nin ailesi Sırbistan’a göçer. Boşka ve Admira’nın Saraybosna’da verdikleri yaşam mücadelesi iki yıl sürer. Bu arada evlenirler de. 1994 ilkbaharında Sırbistan’a Boşka’nin ailesinin yanına gitmeye karar verirler. Saraybosna’nın giriş-çıkışlarını tutan Sırp askerlerinden ve şehri savunan direniş gruplarından izin alırlar. Geçiş günü gelir. Boşka ve Admira önce Admira’nın ailesini ziyaret edip onlarla vedalaşırlar. Sonra askerlerin onlara söylediği geçis noktasına doğru yürürler. İkisi elele kilit noktasındaki köprüyü geçerler. Köprüden sonra bir iki adım attıkları sırada birkaç el silah sesi duyulur. Boşka ve Admira yere düşerler. O anda mı ölürler yoksa daha sonra mı bilinmez. Fakat ölümde bile rahat bırakmaz savaş Boşka ile Admira’yı. Kimse yanaşamaz yanlarına on gün boyunca. Ailelerin girişimleri sonuçsuz kalır. Ne şehri savunan direniş grupları ne de Sırp askerleri kimseyi yaklaştırmazlar yanlarına. Boşka ve Admira kurtlara köpeklere yem olurlar. Olay büyür televizyona gazetelere yansır. On gün sonra Boşka ve Admira’dan geriye kalanlar aileler tarafından alınıp gömülür. Kurşunlari hangi tarafın ateşlediği bulunamaz. İki taraf da birbirlerini suçlarlar......... ey insan garip gonca gibi bakıyorsun bana acı/mı çektin yoksa göz pınarın kurudumu açılan tüm kapılar kapandımı gün doğmadan silah sesleri barut kokusumu sindi tenine işte adem soyu kana karıştı ayak izleri çürümüş et mahremine zinmetli o olmasa yaşamak imkansız cani simaya feryat yakarış kime pay ki cep paraya köle olmuşken bir çok doğulan şehir yok oldu toplu ya da tekil farkı boşa hesap ancak gidene veda edildi ıslak dua ile burası bosna sadece yıkılan taş köprü değildi nice aşk onca sevda gömüldü sulara tek kurşuna hedef olmuş sevgiye hitaben. buluşmak kavuşmak kesilmişse biletimize cennet yolu kavşağında bekle beni elinde ki mor menekşe ile..... lamour..!! |