BU DEFTERDE NELER GÖRDÜM.Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu güzîde site kurulduğundan beri yâni tam altı yıldır buradayım.
Bu süre zarfında binlerce üye geldi geçti ve öyle insanlar tanıyıp öyle şeyler gördüm ki. Onların bir özetidir bu. Belki hatalarını görüp yanlış yoldan dönen olur diye yazılmıştır. Eğer bunları özgürce yazabiliyorsam kimseyle ve hiç bir grupla çıkar alışverişine girmemem, bu konuda kimseye borçlu olmamam, ve acaba kızıpta yorum yazmazlar mı diye bir kaygı taşımamamdır. Herkese şirin görüneyim de çok yorum alayım, sonra onları sayar kendimi alkışlarım! gibi bir heves taşımadım. Zîra tek derdim şiir. Kimseye bağımlı olmadan, özgürce yazabilmek güzel. Herkese tavsiye ederim, başkalarına şirin görünmek için kasmayın kendinizi, rahat olun. Kaleminizi kimseye köle etmeyin, özgür bırakın.
I.
Edebiyat defteri denilen bu âlemde? İsmi gerçek olmayan onlarca Nâzan gördüm Meğer şâirlik varmış ülkemde her kalemde Okuyan azdı lâkin yüzlerce yazan gördüm Şiirine âdetâ zorla yorum yaptıran Aklını ve hissini bu oyuna kaptıran Kendi öz benliğini kendisine taptıran Yalan alkışı gerçek sanarak azan gördüm Düşüverip peşine benlik denen bir hiçin Oyun oynayanlar var anlam veremem niçin? İnsanların sırtına basıp yükselmek için Dostlarının ardından kuyular kazan gördüm Bâzen rekora koştu kırılan pot ve gaflar Havalarda uçuştu fâili meçhul laflar Öyle çok ki kendini uyanık sanan saflar Her oltaya atlayan bir sürü sazan gördüm Yalan iltifatlara, gülüşlere kandılar Uyarmaya çalıştım beni kötü sandılar Gerçekleri görünce dertlerine yandılar İki yüzlü olanın sonunu hazan gördüm II. Öyle şeyler oldu ki anlatmakla bitmiyor Yalan ile uyanıp riyayla yatan gördüm Çerçevedeki resim hiç hoşuma gitmiyor İnsanlar arasına ikilik katan gördüm İnanın çözemedim bu kadar kumpas niye? Bu nasıl bir insanlık, bilmen bu nasıl iye ’Biraz dikkât çekeyim, ismim duyulsun’ diye Sevilen ve sayılan kim varsa çatan gördüm Bur’da temsilcisi var ülkemdeki her ilin Kim gerçek belli değil bunu böylece bilin Her tarafa dönüyor kemiği yok ki dilin Kendine ters düşene iftirâ atan gördüm Amaçları hayâlî bir pastadan pay kapmak! Amelleri doğru yol varken yanlışa sapmak Yakışmaz insan olan insana bunu yapmak Çıkar için dostunu beleşe satan gördüm Ne gördü isem yazdım hepsini teker teker İsteyen zehir desin bana isteyen şeker İhtiras bir bataklık, basanı dibe çeker Bu yüzden çırpındıkça çamura batan gördüm Kalbi fesat olana çöplüğü vatan gördüm. III. Eli yüzü boyalı tam bir soytarı iken Kendini kral sanıp hayale dalan gördüm At gibi koşuyordu, kuyruk altında diken Boz eşeğin sırtında ibrişim palan gördüm Yapmacık tavırlarla sevgi olup çağlayıp Çıkar sağlamak için insanları yağlayıp ’Canım, ciğerim’ deyip kendisine bağlayıp Dostluk denen olguda yapılan talan gördüm Kirini gizlemeye yüzüne maske giyen Egosun tatmin için her türlü haltı yiyen En kötü şiirlere bile ’hârika’ diyen Günde yüz yorum yazıp, kırk yorum alan gördüm! Kendisine sorarsan odur en büyük şâir O bulmuştur ölçüyü, kâfiyeyi ve sâir! Oysa hiçbirşey bilmez gerçek şiire dâir Yazdığı beş mısrânın üçünü çalan gördüm Yal yediği tabağa pislemez iken kedim Dost bildiğim insandan kalleşce darbe yedim ’Bana bir sözün varsa yüzüme söyle’ dedim Ağızda gevelenen filanla falan gördüm Bazı erkekler var ki kadından daha dişi Havanda su dövmekten başka şey değil işi Arkasından sürekli atıp tuttuğu kişi Karşısına çıkınca altına salan gördüm Yüzüne ’dostum’ diyor ciğerine katıyor Fırsatını bulunca hemen seni satıyor Asılsız sözlerinin birine bin katıyor Ne böyle yüzsüz insan ne böyle yalan gördüm Timsah gözyaşı döken bir sürü nalan gördüm . |
İsteyen zehir desin bana isteyen şeker
İhtiras bir bataklık, basanı dibe çeker
Bu yüzden çırpındıkça çamura batan gördüm
Kalbi fesat olana çöplüğü vatan gördüm.
Her kıta ayrı bir ah çektirdi...
Keşke, ben de yazabilseydim her gördüğümü ve bildiğimi...
Ama bazen değmiyor yazmak bile insanı hakikatten tiksindiren bazı mahlukları...
Bence her şeyin özünde insansızlık yatıyor ve bir de kıskançlılar, egolar...
Bin bir türlü maskeye bürünmeler belki de sırf bu yüzden...
Bazen dost olurlar bazen düşman... Hep iyidirler ve iyi olduklarını (ve de iyi şair oldukların) vurgulayıp dururlar deve kuşunun başını toprağa gömmesi gibi... işte bu egodur ve hiç tatmin olmaz egolar...
Oysa, iki günlük dünya, ne onlara kalacak ne de bizlere... ne ötekilere kalacak ne de beridekilere...
Cumburlop tahtalı köye... Eh işte, o zaman görmeli asıl kim iyi kim kötü, şu insanlık ve dostluk adına ön planda olanlar ya da övülenler, övgüyü hakedenler...
En garibi de böylesi insanların tek bir sözle de kendilerini ele veriyor olmalarından habersiz olmalı...
Ve böylesi insanlara karşı insanın kendi kendisinin de salağı oynaması...
Ama belki öyle gerekiyordur ve daha önce de dediğim gibi değmiyorlardır yerilmeye de övülmeye değmedikleri gibi...
Ah şairim!
Konuşturdu dizeleriniz yine beni...
Gerçi bunca konuşma az bile... Hele Allahtan ki açılmadı daha kutu ve söylemedi kötü :)
Tebrik ve saygılarımla...