Nedamet
Yolculuğum kendi içimde, yoruldum
bir ummanmış hayallerim, boğuldum o kulunun yüreğinden kovuldum kaybettim kendimi bulamıyorum ’rahmetim gazabımı aştı’ diyensin perde yok, kulunu en iyi bilensin günahın tadı damağımda, tövbeye gücüm yok sözümde duramıyorum affa yüzüm yok Bir kulunun diliyle aczimi söylettin ayna ettin onu bana, kendimi seyrettim bu kaçıncı rüsva oluşum sayamıyorum olmuşum bir sağır, duyamıyorum beni nefsime bırakma gücüm yetmez beni bana bırakma cürmüm bitmez al onun muhabbetini yüreğimden bilirim bu yol cennete gitmez yanlış kapıda mıyım anahtar açmıyor biçareyim şeytan benden kaçmıyor haketmedi sevgimi, ben yanıldım o bana meftundu da ben mi darıldım varlığı cefa, sukutu huzurmuş çaresiz yokluğuna sarıldım Rabbim rahmetine sığındım, bin nedametle Yarab seni özlerim anladım ki senden öte yar yok anladım ki senden öte yol yok Simsiyah |
perde yok, kulunu en iyi bilensin
günahın tadı damağımda, tövbeye gücüm yok
sözümde duramıyorum affa yüzüm yok
Yüreğinize sağlık çok güzel olmuş şiiriniz.Ancak bizim yüzümüz olmasa da şükür ki Rabbimin kapısı her zaman açık.O affetmeye hazır.Yeter ki kapısına varmayı bilelim... Hayırlı cumalar...